Tarihi korumada “namazgâh” heyecanı… Basri Sönmez 19 yıl önceyi yazdı, bugün için önerilerde bulundu

70’li yılların ikinci yarısında Bursa kamuoyunun karşısına Bursa Belediyesi Fen İşleri Müdürlüğü Şantiye Şefi olarak çıktı. Sonra Fen İşleri Müdürü olarak sorumluluk üstlendi.
O tarihlerde…
Basri Sönmez kentin tarihi özellikleriyle geleceğini birleştirmeye yönelik projeler üretti. Tophane Yamaçları düzenlemesi, Ulucami-Orhan Camii arasındaki Orhangazi Parkı başta olmak üzere Bursa’nın ilk tarihi çevre düzenlemelerine imza attı.
Bir anlamda Bursa’ya tarihi kent korumasını öğreten isim oldu.
Hatta…
“Bunlar fasarya işler” denmesine aldırmadan Bursa’nın tarihi kent yapısı ve koruması ile ilgili projelerini ısrarla Europa Nostra Kültür Mirasını Koruma Yarışması’na gönderdi. 23 Avrupa ülkesinin katılımcı kentlerini geride bırakıp tarihi çevreyi kent ölçeği ve uygulama birincilik ödülünü Bursa’ya getirdi.
Şimdilerde…
Ciddi bir rahatsızlık geçiren Basri Sönmez önümüzdeki hafta Gebze’de ilik nakli ameliyatı olacak.
Hafta içinde…
Olay Gazetesi Genel Yayın Müdürü Erol Bilenser, Olay TV Genel Yayın Yönetmeni Nuri Kolaylı ve Olay Medya Yayın Koordinatörü Engin Özpınar ile birlikte ziyaretine gittiğimizde,  Sönmez’i heyecanlı gördük.
Heyecanı da…
19 yıl önce ilk kez bayram namazı kılınması için düzenlemesini yaptığı ve kent ziyneti olarak tanımladığı tarihi namazgâhta 600 yıl sonra teravi namazı kılınacak olmasından kaynaklanıyor.
Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe’nin bu akşam ilk teravi namazına yetiştirdiği namazgâh için hazırladığı restorasyon projesini çok önemsiyor.
Dahası…
Bursa’nın Osmanlı İmparatorluğu’na başkentlik yaptığı dönemde orduların savaşa uğurlandığı ve dönüşte zafer namazlarının kılındığı namazgâhta bu akşam kılınacak ilk teravi namazı öncesinde kendi döneminde yaşanan ilk deneyimi ve bu tarihi mirasa bakışını kaleme aldı.
Doğrusu istenirse…
Gerçek bir tarihi kent koruması ustası olan Basri Sönmez’in heyecanını ve namazgâh için yazdıklarını önemsedik.
Heyecanını da…
19 yıl önce ilk bayram namazı için yapılan düzenlemeyi anlatarak ve bugüne ışık tutacak önerilerde bulunarak satırlara döktü.
İşte Basri Sönmez’in yazısı:
••••••••••
Birkaç gün önce Ahmet Emin Yılmaz’ın kaleminden çok yaşlı bir kent ziyneti olan tarihi namazgâhın yeniden ele alınarak çevresi ile birlikte yeniden tanzim edileceği konu ediliyordu.
Çok sevindirici bu haber korumacılık duygularımı yeniden tetikledi, bu kentin çocuğu olarak birkaç tavsiyede bulunmak istedim.
Geçen dönemlerin belediye başkanlarından Sayın Ekrem Barışık Nisan 1982’de göreve başladığında Fen İşleri Müdürü idim.
Bir sabah beni, Park Bahçeler’den Kamil Çanga’yı da beraberine alarak bizi tarihi namazgâha götürdü.
Burada bize bu meydanı güzel bir park yapmamızı, aydınlatmasını sağlamamızı, peyzajını halletmemizi abdest alma yerleri ile tuvaletini de halletmemizi istedi ve “Bu ata yadigârı namazgâhı ibadete açmak istiyorum. Önümüzde bayram var. O bayram namazına yetiştirin” emrini verdi.
İmkanlar dardı. Ama buna rağmen asgari bir şeyler yapıldı ve açık namazgâh onarılarak bayram namazına yetiştirildi. Duvarlarla çevrili namazgâh alanı kuzeyindeki sahaya da göl, spor tesisi, çocuk parkı, dinlenme parkı yapıldı.
Kıt bütçeyle, hizmet dernekleri sponsorluklarıyla o gün için ancak o kadarı yapılabildi.
Sayın Ekrem Barışık, sevgili Kamil Çanga ve bendeniz, zaman zaman namazgâhta birbirimize bakıp “Ah paramız olsaydı da şunu da yapabileydik, bu köşeyi de toparlayabileydik” dediğimiz günleri, elimizden bir şey gelmediği anılarımızı daha dün gibi hatırlıyorum.
Namazgâh ve parkının bir süre bakımı ve temizliğiyle bilfiil ilgilendiğimizi hatırlıyorum. Belediye tekti, her yere yetişmeye çalışıyorduk.
1989 yılında belediye parçalara ayrıldı. Uygulamayı yapan bizler Osmangazi’de, namazgâh ise Yıldırım’da kaldı. Büyükşehir Belediyesi’nin yapısı ve idarecileri değişti. Nilüfer Belediyesi ve Buski parçalarını da içine alan yeni yapılanmaya ayak uyduramayanlar oldu. Ayrılanlar, emekli olanlardan sonra da ilgi ekseni başka konulara dağıldı. Velhasıl kör bir döneme girildi.
Bu işlerde devamlılık esastır. Bugün Bursa korumacılıkta yaptıklarını yayınlayarak çok büyük mesafeler almıştır. Ülkemizin gözbebeği kenti durumundadır.
Bir yandan Marmara Belediyeler Birliği başkanlık gücü, diğer yandan güçlü Çekül Vakfı, Bursa’yı yapılanlardan sonra adeta bir koruma başkenti haline getirdi. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın gücü ise daima Bursa’nın arkasında.
Bu kadar bileşenli destek, tabii ki Bursa’mızı da memnun ediyor.
İrmiğin, yağın, şekerin olduğu bir dönemde helva niye yapılmasın ki?
Hele hele Namazgâh Mahallesi Muhtarı gibi heyecanlı insanlar var oldukça, her zorluğun üstesinden gelinir ve kentin geleceğinin önü açılır.
Yazımın başlığında dediğim gibi tam sırası geldi. Hatta sadece namazgâh değil, yakın çevresi de ele alınmalı.
Çağımız binalarıyla çevrelenmiş Namazgâh Meydanı’nın içine bir hokka gibi oturmuş namazgâh ile parkı ve geri plandaki betonarme binalar da tıpkı Atatürk Caddesi’ndeki benzer cephe uygulamaları yapılırsa, uzun yıllar ihmal edilen bu alan şahsiyetini bulur.
Geçen dönem Osmangazi Belediyesi, bu dönem Büyükşehir Belediyesi olarak yapılan restorasyon ve koruma çalışmaları gerçekten Bursa’mızın yüz akı.
Bu işte emek veren, forma ıslatan arkadaşlara sadece şu mesajı verebiliyorum:
Ha gayret arkadaşlar, az kaldı…
Çok yoruldunuz ama bu işin keyfi de, bu yorgunluğun altında yatıyor. Bu iş bilgi ve ilgi işidir. Bunu da sizlerle birlikte Bursa Büyükşehir Belediyesi çok iyi yapıyor.
Haydi rastgele, haydi kolay gelsin…