Bağımsız hükümet, özerk siyaset… Bakanlar üzerindeki baskıyı kaldırmanın yolu parlamento dışı hükümette

1991 seçimlerinin sonrasıydı… DYP-SHP koalisyon hükümetinin kuruluşundan sonraki süreçte, dönemin Devlet Bakanı olan Cavit Çağlar bir sohbet sırasında Türkiye’nin idari yapılanması ile ilgili düşüncelerini anlatmıştı.
O sohbette konuşulanların birçoğu zaman içinde sık sık gündeme geldi. Bugün de tartışılanları var.
Söylediklerinin biri ilginçti:
“Türkiye’de hükümetin daha hızlı çalışabilmesi ve Bakanların üzerlerinde siyaset baskısı hissetmeden çalışabilmeleri için hükümetin parlamento dışından olmasında yarar var.”
İşleyişi anımsatmıştı:
“Bakanlar Meclis’ten atandığında, yani milletvekilleri arasından seçildiğinde siyasetin doğrudan içinde oluyorlar. Bakanlıkla işi olan milletvekilleri, il başkanları, hatta partililerin baskısıyla karşılaşıyorlar. Bakanlar da bazen yerini koruma, bazen kendi seçim çevresine mesaj verme kaygısıyla yanlış yatırımlara onay verebiliyorlar.”
Şunu da özellikle vurgulamıştı:
“Siyasetçi her iş için Bakanı aradığından, Bakanlar çalışmaya fırsat bulamıyorlar. Oysa Bakan Meclis dışından olursa siyasetin baskısı olmaz.”
Geldik bugüne…
20 yıl önce dönemin Devlet Bakanı olan Cavit Çağlar’dan dinlediğimiz hükümet modeli önerisi son iki gündür Başbakan Erdoğan’ın açıklamaları arasında kamuoyuna yansıyor.
Gerçi…
Bağımsız hükümet modeli, zaman zaman tartıştığımız başkanlık sisteminin bir parçası belki ama her işin Ankara’da ve ille de Bakanın vereceği siyasi talimatla çözüleceğine inananların yaşadığı bir ülkede bu sistemin üzerinde fikir geliştirmeyi yararlı gördük.
Böylece…
Hükümetin üzerindeki siyasi baskı kalktığında, insanlar da Bakana ulaşmanın yolu gördükleri milletvekillerinin kapısına dayanmak zorunda kalmazlar.
Öyle olunca da…
Milletvekilleri enerjilerini ülke için harcama fırsatı bulabilirler. Yani, bağımsız hükümet modeliyle özerk siyaset adımı bile atılabilir.
Onun için tartışmakta yarar var.