Siyasete Ankara’dan farklı bir yorum: Herkes kendini kurtaracak birini arıyor

Abdurrahman Öktem siyasetçi bir aileden gelen genç siyasetçilerimizden. Açıkçası, siyasetin içinde yetişmiş. Dedesi Demokrat Parti’nin, babası Doğru Yol Partisi’nin kurucuları arasında yer almış.
Kendisi de…
Yakın zaman öncesine kadar DP Ankara İl Gençlik Kolu Başkanı olarak görev yapıyordu.
Sonra…
DP Genel Merkezi tarafından Gençlik Kolları Genel Başkanlığı için seçim yapma kararı alındı. Öktem de bunun üzerine aday oldu.
Fakat…
İki adayın ortaya çıktığı DP Gençlik Kolları Genel Başkanlığı yarışında taraflar çalışmalarını son aşamaya getirmişlerdi ki, az bir süre kalan DP Genel Merkezi seçimi iptal etti ve gençlik kollarına atama yaptı.
Bu durum…
Genel Merkez’in kararıyla yola çıkıp Türkiye genelinde çalışma yapan iki aday için de yıkım oldu.
Ardından…
Kurultay havasının solunduğu DP’de genel başkanlık için İlhan Kesici adı ortaya çıkınca, Öktem de düşüncelerini benimsediği Kesici’ye destek verdiğini açıkladı.
Bu kez de…
DP Ankara İl Başkanlığı’nın müdahalesiyle karşılaştı. Yaşanan sorunların baskıya dönüştüğünü hissedince de DP Ankara İl Gençlik Kolları Başkanlığı görevinden istifa etti.
İstifa gerekçelerinin başında, DP Ankara İl Yönetim Kurulu’nda Gençlik Sorumlu Başkan Yardımcısı ile yaptıkları görüşmede “Bizim için bayrak asacak gençlik lazım” denilmesi geliyor.
Oysa…
Abdurrahman Öktem’in bu konudaki düşüncesi farklı:
“Ben de, bayrak asacak değil, bayraklaşacak bir gençliğe ihtiyaç olduğunu düşünüyorum. Ülke için, siyaset için proje üretecek bir gençlik arzu ediyorum.”
Bu tartışma, Öktem’in DP Ankara İl Gençlik Kolları Başkanlığı’nda sonunu getirmiş ve görevden istifasına yol açan süreci başlatmış.
Kısacası…
Siyasetçi bir aileden gelen, siyaset geleneğini doğduğu günden beri daha 27 yaşındayken acı bir deneyim olarak yaşadı.
Olan biteni konuşurken, siyaseti yorumlayabilme özelliğini ortaya koydu.
Üstelik…
Çok doğru bulduğumuz tespiti yalnızca DP içtin değil, bugünün siyaset anlayışı doğrultusunda tüm siyasi partiler için geçerliydi:
“İnsanlarımız siyaseti analiz edemiyorlar. Herkes kendini kurtaracak birini arıyor, birilerinden medet umuyor.”
Ardından…
DP’deki arayışlarla ilgili düşüncesini söyledi:
“Bize iyi, lekesi olmayan, devleti bilen, ekonomiyi bilen, dil bilen bir lider lazım.”
Bu noktada….
“Tansu Hanım da bu yükü taşıyamaz” dedi ve ekledi:
“Ben ülkemin geleceğini düşünüyorum. Ne var ki gelişmeler hiç iç açıcı değil. Ülke bölünmeye gidiyor. Kimse de buna değinmiyor. Bu duruma da çok üzülüyorum.”
Üzüldüğü bir nokta da şu:
“DP bazı şeyleri boş vermiş. Bir hedefi yok. Bu misyonu ilk kez bu kadar hedefsiz ve umutsuz görüyorum.”