Anayasa değişikliği yapmış bir uzman olarak Tayan’dan bugünkü anayasa değişikliği yorumları ve uyarılar

Artık son hafta… Sandık başına gideceğiz ve Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde yeterli oyu alamadığı için referanduma sunulan anayasa değişikliğini kabul edip etmediğimizi oylayacağız.
Eğer…
Sandıktan “evet” oyları çıkarsa 1982 Anayasası’nda demokratikleşmeyle ilgili bazı maddeler değişmiş olacak.
Siyasi partiler de savundukları “evet” ya da “hayır” oyu için referandum kampanyalarını yoğun bir şekilde sürdürüyorlar.
Gerçi…
Referandumda “evet” oyu için çalışan Adalet ve Kalkınma Partisi, önümüzdeki hafta oylanacak olan anayasa değişikliğini son dönemin en önemli anayasa reformu olarak görüyor.
Ne var ki…
2001 yılında iki büyük paketle anayasada önemli değişiklikler yapıldı.
Üstelik…
İki değişik paketini hazırlayıp referanduma gerek kalmadan, TBMM’den uzlaşmayla geçmesini sağlayan Anayasa Komisyonu başkanlarının ikisi de Bursa Milletvekili unvanını taşıyordu:
Ertuğrul Yalçınbayır ve Turhan Tayan.
O dönem…
İkisi de Anavatan Partisi Bursa Milletvekili unvanı taşıyordu. İlk değişiklik paketini Yalçınbayır hazırladı. Sonra Mesut Yılmaz’la anlaşmazlığa düşüp ayrılınca Anayasa Komisyonu Başkanlığı’Tayan üstlendi ve ikinci büyük anayasa değişikliği paketini Meclis’ten geçirdi.
12 Eylül’de oylanacak yeni anayasa değişikliği paketinin TBMM’de görüşülmesi sırasında Ertuğrul Yalçınbayır’ın görüşlerini Meydan gazetesindeki köşesinden Yüksel Baysal köşesinden yayınlamıştı.
Referanduma bir hafta kala Turhan Tayan’ın yeni anayasa değişikliğiyle ilgili görüşlerini ise Hayat gazetesindeki köşesinden Ahmet Kömbe aktardı.
Kömbe’nin yazısında Tayan önce parça parça değişmekte olan 1982 Anayasası’nı şu sözlerle tanımlıyor:
“1982 Anayasası ihtilal anayasasıdır, yüzde 92 evet oyu almıştır. 1982 Anayasası’nın yüzde 92 evet oyu alması onu şeklen meşrulaştırır, özü itibarı ile meşruiyeti yoktur. 1982 Anayasa’sı özgür ve eşit ortamda tartışılmamıştır.”
Ardından…
Siyasetçi olarak 1982’deki çalışmalarını anlatıyor:
“1982 Anayasası referandumun kampanyasında, kapatılmış Adalet Partisi’nin İl Başkanı olarak anayasanın aleyhinde propaganda yaptım. Kampanyayı yer altı faaliyeti şeklinde yürütüyordum, polis tarafından takip ediliyorduk.”
Çağrılarını anımsatıyor:
“İnsanlara ulaştığımızda ‘Üç defa tak,tak,tak’ diyor, geçersiz oy kullanmaya yönlendiriyorduk. Başarılı olamadık, o günün koşullarında.”
Sonra…
Yapılan anayasa değişiklikleriyle ilgili bilgi veriyor:
“1991 yılında milletvekili olarak anayasanın değiştirilmesi yönünde görevler aldım. Bu anayasa 16 defa değişikliğe uğramıştır. 80’e yakın madde değiştirildi. 12 Eylül 1980 ihtilalinin ruhundan tamamen uzaklaştırılmıştır. Bugün yapılmak istenen değişikliğin 12 Eylül darbesini bertaraf etmekle alakası yoktur.”
Bu noktada…
Kendisinin Anayasa Komisyonu Başkanı olarak gerçekleştirdiği anayasa değişikliğinin ana hedefini açıklıyor:
“2001 yılında Anayasa Komisyonu başkanı olduğum dönemde, bu anayasanın 37 maddesini değiştirdik. Bunlar önemli değişikliklerdir. Demokratikleşme, özgürleşme ve Avrupa Birliği’ne aday olabilmek için gerekli tüm değişiklikleri yaptık. Eğer o değişiklikler yapılmasaydı aday ülke şansımız olmazdı.”
Bugünkü anayasa değişikliğini ise şöyle yorumluyor:
“Bugünkü iktidar bağımsız yargıdan şikayetçi. Yargıyı kendine bağımlı hale getirebilmek için Anayasa Mahkemesi ve HSYK’nın yapısını değiştirmek istiyor. Bütün gaye ve hedef bu yönde. Tehlikeli bir oyun. Türkiye’yi kaosa sürükleyecek, çağdaş hukuk devletinden uzaklaştıracak gayretler. Bu sebeple iktidar sözcülerinin yürüttükleri yoğun propagandaya vatandaş inanmıyor.”
Haftaya Pazar günü vereceği oyu şimdiden açıklıyor:
“Ben bir vatandaş olarak ülkenin geleceği için bu referandumda ‘hayır’ diyeceğim.”
Kampanyayla ilgili gözlemi ise şu:
“Üzülerek ifade etmeliyim ki merkez ve merkez sağ partiler bu kampanyada zayıf kalıyorlar. İktidar her türlü siyasi argümanı kampanyada yürütüyor.”
Son sözü sloganvari bir çağrı:
“Milletimiz için bu referandum hayırlı olsun.”