Halk sağlığı tehlikede… Kaçak inşaattan sonra literatüre bir kavram daha armağan ettik: Kaçak ekmek fırınları!

Ekmek her zaman için insanoğlunun en önemli yiyeceği, hatta gıda maddesi. Az da yense, çok da yense ekmekten vazgeçebilmek mümkün değil. Yoksul ailelerde ekmek, yemeğin bile önüne geçebiliyor.
Dahası…
Bugün başlayan mübarek ramazan ayında ekmeğin yanı sıra pide de toplumumuzun en önemli geleneği.
Hele…
Akşam saatlerinde iftar yaklaşırken ekmek fırınları önünde uzayan pide kuyrukları apayrı bir görüntü oluşturuyor.
Peki…
Bu denli önemli olan, geleneklerde yeri bulunan ekmek ya da pidenizi aldığınız, önünde kuyruğa girdiğiniz fırın yasal mı acaba?
Yani…
Sağlık kurallarına uygun, hijyene önem veren, denetlenen, ruhsatlı, vergisini ödeyen, çalışanını sigortalı yapan, kısacası kanunlara ve kurallara uygun çalışan bir fırın mı?
Yoksa…
Denetimden uzak, nasıl üretim yaptığı bilinmeyen, kaçak çalışan bir fırından mı ekmek alıyorsunuz?
Açıkça söylemek gerekirse…
Gıdadan diğer sektörlere kadar geniş bir alanda kaçak üretim yaptıkları için merdiven altı diye tanımlanan çok işletme görmüş ve duymuştuk.
Ama…
En önemli gıda tüketimimiz olan, kutsal kabul ettiğimiz ekmeğin kaçak üretildiğini, merdiven altı ekmek üretimi yapıldığını bilmiyorduk.
O nedenle…
Bursa Fırıncılar Odası Başkanı Talip Andıç ile Başkanvekili Mustafa Ceran’ın önümüze koydukları dosyayı görünce gözlerimiz faltaşı gibi açıldı.
Anladık ki…
Literatüre kaçak inşaatı armağan eden Bursa, yeni bir kavram daha armağan etmiş: Kaçak ekmek fırını.
Üstelik…
Bursa Fırıncılar Odası tarafından Gemlik ve Mudanya haricindeki merkez ilçeler olarak Osmangazi, Yıldırım, Nilüfer, Gürsu ve Kestel’de yapılan incelemelerde tam 90 kaçak fırın olduğu tespit edilmiş.
Dosyada…
Osmangazi’de 35, Yıldırım’da 35, Nilüfer’de 20 merdiven altı tanımında ekmek üreten kaçak fırın olduğu belirtilirken, söz konusu fırınların tek tek adresleri bile yer alıyor.
Listeyi incelerken, “Her şey bu kadar açık ve kaçak fırınların adresleri de belli olduğuna göre, belediyeler neden bir şey yapmıyor?” diye sorduk. Aldığımız cevapla da yerimizden sıçradık:
“Bu fırınların çoğunun açılışı protokol tarafından alkışlarla yapılıyor. Milletvekilleri, belediye başkanları, siyasi parti temsilcileri gelip kurdelalarını kesiyor.”
Buna karşın…
Bursa Fırıncılar Odası, denetimden uzak ve ruhsatsız olarak ekmek üreten, bu yolla da halkın sağlığını tehdit eden fırınlar hakkında başvurmadık yer bırakmamışlar.
Yazışmalar neredeyse koca bir klasörü dolduracak.
Fakat…
Bu tür işyerlerinin mevzuatında değişik bir durum var. Gıda üreten işyerlerinin kısaca GSM denilen gayri sıhhi müessese ruhsatlarını belediye, üretim izinlerini ise İl Tarım Müdürlüğü veriyor.
Denetimin de iki kurum tarafından yapılması gerekiyor.
Gelin görün ki…
Fırıncılar Odası’nın Büyükşehir Belediyesi’ne yaptığı başvurular “ilgili belediyeler” olarak ilçe belediyelerine havale edilmiş. Vali Şahabettin Harput duyarlı davranıp başvuru üzerine İl Tarım Müdürlüğü’nü harekete geçirmiş ama İl Tarım Müdürlüğü konuyu ihtilaflı gördüğü için İçişleri Bakanlığı Mahalli İdareler Genel Müdürlüğü’nden görüş istemiş.
Bu işlemler için ilk yazışmalar 2006 yılında başladığında yalnızca 9 kaçak fırın varken, bu rakam 2009 Temmuz’unda Osmangazi’de 29, Yıldırım’da 17, Nilüfer’de 5 olmak üzere toplam 51 olmuş. Bugün de Osmangazi ve Yıldırım’da 35’er, Nilüfer’de ise 20 olmak üzere toplam 90’a ulaşmış durumda.
Kim bilir 6 ay sonra hangi rakamlara ulaşılacak?
Bursa’da, Gemlik ve Mudanyas dışındaki 5 merkez ilçede 375 ekmek fırını bulunduğu göz önüne alınırsa, 90’a ulaşan kaçak fırın sayısının ne kadar yüksek olduğu daha iyi anlaşılır.
Rakam da, artış hızı da insanı kaygılandırıyor.
Hele…
Ruhsatsız çalışan, denetimleri yapılamadığı için hangi koşullarda ve nasıl ekmek ürettikleri bilinemeyen ekmek fırınlarının açılışlarını protokolün yapmaları insanı daha da rahatsız ediyor.
Bu arada…
Öncelikle halk sağlığını ilgilendiren bu konu, aslında fırıncılık mesleği açısından da bir tehlikeyi beraberinde getiriyor.
Çünkü…
Bir mahallede iş yapan ekmek fırınının hemen yanına bir başkası gelip fırın açabiliyor. Hatta sonradan açılan kimi fırınlar ruhsatsız olabiliyor.
Öyle olunca da…
İş yapanın işi bozuluyor, rekabet şartları olumsuz etkileniyor. Dolayısıyla bir meslek de göz göre göre yok oluyor.
Ziyaretimize geldiklerinde Bursa Fırıncılar Odası Başkanı Talip Andıç ile Başkanvekili Mustafa Ceran’a kayıtlı kaç üyeleri olduğunu sorduk.
Besob’a bağlı olarak çalışan Fırıncılar Odası’na kayıtlı 220 fırıncı üye varmış. Bazı fırınlar ise şirket olarak faaliyet gösterdikleri için Bursa Ticaret ve Sanayi Odası’na kayıt oluyorlarmış. O bakımdan BTSO kayıtlarında da 120 fırıncı yer alıyormuş.
Oda Başkanı Andıç bilgi verirken ilginç bir istatistiği de aktardı:
“Bursa’da günlük ortalama olarak 300 gramlık 1 milyon 600 bin ekmek tüketiliyor. Bu ekmeklerin yüzde 28’ini Besaş üretiyor. Yüzde 22 Halk Ekmek tipi fabrikasyon olarak özel sektör tarafından üretiliyor. Kalan yüzde 50 civarındaki ekmeği ise 375 fırın üretiyor. Bu da günlük olarak toplam 800 bin civarında ekmek demek. Yani, fırın başına günlük ortalama 2 bin civarında ekmek üretimi düşüyor.”
Şu noktanın altını çizdi:
“Oysa bizim fırınlarımız günlük 8-10 bin ekmek üretebilecek kapasiteye sahip son derece modern fırınlar. Ama kapasitelerinin yüzde 25’iyle çalışabiliyorlar.”
Kapasitenin düşük kalmasının nedeni de belli: Halk ekmek tipi fabrikasyon fırınlar ve kaçak fırınlar.
Bu noktada…
Tüketiciyi, yani ekmeği yiyen halkı ilgilendiren bir noktaya parmak bastı:
“Eğer fırınlarımız kapasitelerini tam kullanabilse 75 kuruşa satılan 300 gramlık ekmek rahatlıkla 60 kuruştan satılabilir.”
Haksız rekabet konusunda Fırıncılar Odası’nın yakındığı bir nokta daha var. Diyorlar ki:
“Besaş bir belediye kuruluşu. O nedenle istediği yere büfe koyabiliyor. Ama bizim fırınlarımızın böyle bir şansı yok. Bu da haksız rekabetin bir başka yansıması.”
Dönelim yine merdiven altı kaçak ekmek üretimi konusuna.
Konuklarımıza…
Bu işin başka yerlerde nasıl olduğunu sorduk.
Meğer…
Kaçak ekmek üretimi konusunda Bursa’nın bir de arkadaşı varmış: İstanbul.
Buna karşın…
Ankara’nın kaçak ekmek üretimine izin vermediğini anlatırken öyle bir örnek verdiler ki, rakamları görünce fırıncılara hak verdik:
Ankara’da günde 300 gramlık 3 milyon 200 bin ekmek tüketiliyor. Bu ekmeğin 650 binini Halk Ekmek üretiyor. Özel sektöre ait 27 tünel fırında 810 bin ekmek üretiliyor. 216 semt fırını ise günlük 1 milyon 640 bin ekmek üretiyor. Böylece Ankara’da fırın başına 7 bin 600 ekmek düşüyor.
4 milyon 300 bin nüfuslu Ankara’da bu rakamlar ortaya çıkıyor. 2 milyon 300 bin nüfuslu Bursa’da fırın başına günlük 4 bin civarı ekmek düşmesi gerekirken, kaçak fırınlar nedeniyle bu rakam 2 bin civarında kalıyor.
Bu durum elbette fırıncıların sorunu. Ayrıca, belediyeler ve İl Tarım Müdürlüğü’nün de sorumluluğu.
Hiç günahı olmayan vatandaş ise, şu mübarek ramazan gününde önünde kuyruğa girdiği fırının kaçak olup olmadığını, hijyenik üretim yapıp yapmadığını, denetlenip denetlenemediğini bilemiyor.
O nedenle…
Sorumluluğu olanların artık harekete geçmeleri, vatandaşın ekmeğiyle oynanmasına izin vermemeleri gerekiyor.
Bu da çok zor bir şey olmasa gerek.