Demokrat Parti, anayasa değişikliğinin oylanacağı referandumda “hayır” kararının gerekçelerini açıkladı

Hiç kuşku yok ki… Anayasa değişikliği paketiyle ilgili olarak 12 Eylül’de yapılacak referanduma yönelik en büyük sıkıntıyı yaşayan partilerin başında Demokrat Parti geliyor.
Çünkü…
DP Genel Merkezi referandumda “hayır oyu kullanma” kararı aldı.
Buna karşın…
Parti kadrolarından Genel Merkez kararına itirazlar var. İtirazların odak noktasını ise, “Adında demokrat olan bir partinin demokratikleşme adına atılan bir adıma karşı çıkması” oluşturuyor.
Dahası…
Yıllarca DP’ye hizmet etmiş, yönetimlerinde görev ve sorumluluk üstlenmiş, hatta adı DYP/DP ile özdeşleşmiş önemli isimler yakın geçmişte “Referandumda evet oyu kullanacaklarını” açıkladılar. Referanduma sunulan anayasa değişikliği için “Yetmez ama evet” diyenler oldu.
İtirazların DP tabanında da geniş yankı bulduğu ve kabul gördüğü yolunda izlenimlerimiz var.
Bu da…
DP Genel Merkezi için ayrı bir sorun oluşturdu.
Nedeni de ortada…
Bir kere iki kez darbe, bir kez muhtıra görmüş ve 28 Şubat’ı yaşamış bir parti olan Demokrat Parti’nin, sivilleşmeye karşı çıkması yadırganıyor ve o nedenle de Genel Merkez yönetimi yargılanıyor.
İkincisi…
DP Genel Başkanı Hüsamettin Cindoruk iki hafta önce Bursa’dan geçerken yaptığı açıklamada, “Anayasa değişikliğinin Meclis’teki görüşmeleri sırasında iktidar partisinin mutabakat aramadığını” söyledi.
Açıkça söylemek gerekirse, bu gerekçe kimseyi tatmin etmedi.
O nedenle olsa gerek…
DP Genel Merkezi, 12 Eylül’deki referandumda neden hayır oyu kullanma kararı aldıklarını gerekçeleriyle birlikte açıkladı.
Açıklama…
Bugün DP Bursa İl Başkanı Abdullah Biçen tarafından basın toplantısıyla duyuruldu.
Gerek DP Genel Merkezi’nin, gerek Bursa İl Başkanı Biçen’in açıklamalarında öncelikle, “Genel İdare Kurulu toplantısında, sadece AKP’li kadrolar tarafından hazırlanan anayasa paketinin katılımcı demokrasi kurallarına uymadığı” vurgusuna özen gösteriliyor ve ”Bu anayasa paketi ülkemizdeki siyasi partilerin, sivil toplum kuruluşlarının ortak çalışmalarının bir ürünü değildir. Bu paket aslında Türk Devleti’nin genetik yapısını ve DNA’sını değiştirmeye yönelik bir çalışmadır. Bir başka ifadeyle, ‘Bir Devlet, İki Millet’e gidişin hukuki altyapısıdır” deniliyor.
Sonra da…
Referandumda hayır oyu kullanma kararının, aralarında ilginç değerlendirmelerin de olduğu ve her şeye karşın mutabakat isteğine vurgu yapan gerekçeleri sıralanıyor:
Bir…
“Türkiye’de 1961 yılından beri referandum yapılmaktır. İlk referandum 27 Mayıs 1960 ihtilalinden sonra gerçekleştirilmiş, halkımız referanduma sunulan anayasa metninin içeriğinden habersiz olduğu için, Türk seçmenine 1961 Anayasası’yla birlikte Başbakan Adnan Menderes, Dışişleri Bakanı Fatih Rüştü Zorlu ve Maliye Bakanı Hasan Polatkan’a verilecek olan idam cezası peşinen onaylattırılmıştır.”
İki…
“12 Eylül 1980 ihtilalini yapan askeri yönetim de hazırlatmış olduğu 1982 Anayasası ile ihtilal liderinin Cumhurbaşkanı seçilmesinin halkoyuna sunmuş, Türk seçmeninin yüzde 92 si bu referandumda ‘Evet’ oyu vererek, ihtilal liderinin Cumhurbaşkanı, ihtilal kadrosundaki komutanları da yeni oluşturulan Cumhuriyet Konseyi üyeliğine seçmiştir.”
Üç…
“Aslında Türkiye’deki referandumlarda sandık başına giden halk neye oy verdiğini bilmemekte veya o konu ile meşgul olmamaktadır. Hal böyle olunca referandum, halkın sırtında bir yük ve külfettir. Bu nedenle Anayasa değişiklikleri halkı yorar, kızdırır ve şaşırtır.”
Dört…
“AKP iktidarı tek başına hazırladığı ve TBMM’deki çoğunluğu ile kabul ettiği anayasa paketinin 1980 darbesinden sonra hazırlanan anayasayı ortadan kaldırmak amacı güttüğünü ileri sürmektedir. Oysa 1982 ‘den bu yana söz konusu anayasa, TBMM’de parlamentodaki siyasi partilerin mutabakatı ile 17 defa değişikliğe uğramış, dolayısıyla o anayasadan günümüze sadece bazı kırıntılar kalmıştır. Sonuç olarak, AKP’nin ‘Darbe anayasasını ortadan kaldırıyoruz’ iddiası propagandadan öteye geçmeyen ve halkı aldatmaya yönelik bir teşebbüstür.”
Beş…
“Yine aynı anayasa paketinde 12 Eylül 1980 darbecileri için yargılanma yolu açılacağı söylenmektedirler. Bu da başka bir aldatmacadır. Çünkü o konu da zaman aşımına uğramıştır. 12 Eylül darbecilerinin yargılanmaları bugün hukuken mümkün değildir.”
Altı…
“AKP, bu anayasa paketini halkoyundan geçirirse, bugün fiilen yürütülen Başbakanlık Rejimi’nin hukuki kılıfını da hazırlamış olacak, bundan sonraki aşamada ise gizli ajandasını açacaktır.”
Yedi…
“AKP’nin anayasa paketi, Ulus-Devlet, Üniter Devlet ve Laik Devlete karşı bir yapılanma gayretidir. Bir başka ifadeyle, ‘bir devlet, birden fazla millet’e doğru gidişin birinci kilometre taşıdır.”
Sekiz…
“AKP, 12 Eylül’de oylanacak anayasa paketi ile Türkiye’nin genleri ve DNA’sı ile oynamak istemektedir.”
Dokuz…
“Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün çeşitli vesilelerle ifade ettiği gibi, Türkiye’nin geniş katılımlı, parlamentoda çoğunluğun mutabakatı ile hazırlanacak demokratik bir anayasaya ihtiyaç vardır. O nedenle, Demokrat Parti sadece bir parti tarafından hazırlanan anayasa paketini Türkiye’nin Anayasası olarak kabullenmediği gibi referandumda HAYIR oyu verecektir.”