Bursa trafiğini bekleyen tehlike… Cumhuriyet Caddesi tramvay için kapatıldığında Şehreküstü bu haliyle yükü taşıyamayıp kilitlenir, kent trafiği de çöker

Bursa’da günlük kent yaşamının sorunları denildiğinde akla önce trafik ve ulaşım geliyor. Çünkü artık modern kent yaşamında insanın ulaşımı çok önemli hale geldi.
Tarihi kentin mirası üzerine inanılmaz bir değişim ve dönüşüm yaşayan Bursa’da bu konu kente özgün sorunlar nedeniyle biraz daha hissedilir halde öne çıkıyor.
Nitekim…
Dostumuz, arkadaşımız, meslektaşımız Bursa Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nuri Kolaylı sahibi olduğu Gündem16 haber dergisi için günlük kent yaşamını ilgilendiren yazı istediğinde, Büyükşehir Belediyesi’nin gündemi gereği bir-iki yıla kadar Bursa’nın en çok konuşacağı konu olacağını tahmin ettiğimiz bir projenin sonrasıyla ilgili düşüncelerimizi paylaşma gereği duyduk.
İşte…
Aşağıdaki yazı, Gündem16 haber dergisinin piyasaya çıkan son sayısında “Şehreküstü Meydanı’nı çözmeden kent merkezi trafiği çözülmez” başlığıyla yayınlandı.
••••••••••
Büyük kentler, hele Bursa gibi Bizans döneminde İstanbul’dan sonra en büyük ve Osmanlı’nın ilk başkenti olan, tarihi geçmişe sahip bir metropol kent için 30 yıl çok büyük zaman ifade etmez.
Çünkü…
Tarihi geçmişe sahip kentlerin gelişimleri belli bir kalıp içerisinde olur ve o kalıp kentin çok fazla değişmesine izin vermez.
Oysa…
Bursa son 30 yılda inanılmaz bir değişim gösterdi. İş anlayışından yerleşimine, demografik yapısından belediyecilik ilke ve anlayışına, ulaşımından insanların ulaşım tercihine kadar her şey değişti.
Bugün, 30 yıl önceki Bursa yok. Bugün bambaşka bir Bursa var ve bizler şu anda bile her gün değişen bir Bursa’da yaşıyoruz.
Bu yapı içindeki kentler değişime uğrayıp büyüdükçe kendiliğinden büyüyen bir başka sorun ortaya çıkar: Ulaşım.
İşin ilginç yanı…
Farklı bir olgu olsa bile, kontrolsüz bir hızla büyüyen kentlerde ulaşımla trafik sorunu iç içe geçiyor. Yürümeyen trafik, ulaşılamayan bir kent objesine yol açıyor.
Konuyu daha da vahim hale getiren ise şu:
Bursa 30 yılda çok hızlı bir şekilde büyürken, 50 yıl öncesinin caddelerine yenilerini ekleyemedi. Dikey ve yatay caddelerye trafik yükünü paylaştıramadı. Ulaşım sorununu trafik sorununa dönüştüren de bu oldu.
Şöyle bir anımsayın…
80’li yılların başlarında caddelerdeki araç sayısı az olduğundan; Heykel-Garaj dolmuşları, Heykel’den aşağıya doğru vitesi boşa atıp kontağı kapatırlar, bugün Adliye Sarayı’nın olduğu cezaevi binasının yakınlarına kadar yolun büyük bölümünü benzin harcamadan geçerlerdi.
Yine…
O yıllarda kentin merkezindeki iki büyük cadde olan Atatürk ve Cumhuriyet caddelerinde trafik çift yönlü işler, kenarlara da araçlar gelişigüzel park ederlerdi.
Aynı caddeler bugün tek yönlü trafiği bile taşıyamıyorlar.
Bir başka ayrıntı daha:
1982-1989 arası belediye başkanlığı yapan ve Büyükşehir Belediye Başkanı ünvanını ilk taşıyan kişi olan Ekrem Barışık’ın en büyük düşlerinden biri, Paris’te olduğu gibi Atatürk Caddesi’ni günün belli saatlerinde, özellikle de akşam üstleri trafiğe kapatmak, bu saatlerde yola kurulacak kafelerle Bursa’da Champs Elysees, yani bizim söylemimizle Şanzelize rüzgarı estirmekti.
Hatta…
Bunun için Atatürk Caddesi’ne alternatif arayışına girmiş, Postane’nin arkasından başlayıp Valilik binasının arkasına çıkmak üzere yol bile açmıştı.
Gelin görün ki…
Barışık’tan sonraki dönemde bu yol Nalbantoğlu Çarşısı’na dönüştürüldü ve eski adı Basak Caddesi olan Ressam Şefik Bursalı Caddesi’nde kesildi.
Bu da…
Yerel yönetimde işbaşında olan kadroların kente dair tercihi oldu.
Aynı dönüm…
Yani Teoman Özalp’in işbaşında olduğu dönemde Bursa’da trafik sorununu çözmek için önemli hamleler yapıldı.
Trafiğin kesilme nedeniyle sıkıştığı, yolların geçit vermez hale geldiği noktalarda Bursa’da ilk kez katlı kavşaklar yapıldı.
Örneğin…
Çatalfırın Viyadüğü ile Demirtaş ve Hal köprülü kavşakları bu dönemin Bursa’ya kazandırdığı ve trafik sorununu çözen düzenlemeler olarak yapıldı.
Gerçekten de…
Bu kavşaklar o yıllarda trafik sorununu çözdü. Çatalfırın Viyadüğü’nün Altıparmak’tan gelen ve Altıparmak’a giden araçları çok rahatlattığı, Garaj’dan gelip Heykel’e çıkacak araçlara da yol verdiği görüldü.
Demirtaş Köprülü Kavşağı da İnönü ve Haşim İşcan caddelerinin kesişmesinden doğan trafik sıkışıklığını ortadan kaldırdı.
Aynı şekilde Hal Köprülü Kavşağı da, İnönü Caddesi ile 70’li yılların sonlarında Çevre Yolu olarak yapılmasına karşın kısa sürede kent içi anayola dönüşerek Ulubatlı Hasan Bulvarı adını alan caddenin kesişmesinde ortaya çıkan trafik yığılmasını önledi.
Her üç proje trafiğe çözüm getirdi ama yapıldıkları zamandan bugüne kadar görüntü olarak hiç beğenilmedi. İlk yapıldıklarında zaten eleştiriliyorlardı, bugün ise karşıdan bakılıp gülünen ilginç mühendislik çözümleri olarak görülüyorlar.
Dahası…
90’lı yılların hemen başlarında yapılan bu katlı kavşaklardan Çatalfırın Viyadüğü aradan geçen 20 yıl içinde, Fevzi Çakmak ve Haşim İşcan caddelerinden gelen araç trafiğini huniye sokar gibi yavaşlattığı için, her iki caddede geriye doğru şişmelere yol açtığından kent içi trafiğin en önemli sorunu haline geldi.
O nedenle…
Bugün Büyükşehir Belediye Başkanı olarak kente damga vuracak projelerinden birini Cumhuriyet Caddesi’ni lastik tekerlekli araç trafiğine kapatarak burada nostalji tramvayı hattı kurmayı planlayan Recep Altepe, buradaki trafiği de Haşim İşcan Caddesi’ne kaydırmak istiyor.
İlk bakışta…
Cumhuriyet Caddesi’nin en büyük alternatifinin Haşim İşcan Caddessi olması nedeniyle doğru bir düşünce gibi gözüküyor.
Ne var ki…
Geçen dönem Cumhuriyet Caddesi’nin altyapı çalışması için üç aylığına kapatılması sırasında ortaya çıkan bir Bursa gerçeği var ki Altepe düşüncesini gerçekleştirdiğinde daha da büyüyüp Bursa’yı boğan bir sorun haline gelecek.
O tehlikenin adı Çatalfırın Viyadüğü.
Bugün bile…
Yani, kent merkezinden dönüşteki trafik yükünün büyük bölümünü omuzlayan Cumhuriyet Caddesi çalışırken bile Şehreküstü Meydanı’nda ciddi bir trafik yığılması yaşanıyor.
Nedenini herkes görüyor:
Haşim İşcan Caddesi’nden üç şerit, Fevzi Çakmak Caddesi’nden ise iki şerit halinde gelen araçlar Şehreküstü Meydanı’nda birleştikten sonra Heykel ya da Altıparmak yönüne gitmek için tek şeride düşmek zorundalar. Bu da, az önce belirttiğimiz gibi iki yönde toplam 5 şeritten gelen araçları adeta huniye sokmak gibi bir şey.
Öyle olduğu için de…
Günün büyük bölümünde Fevzi Çakmak trafiği Kent Meydanı’na kadar, akşam saatlerinde ise Gençosman’a kadar şişiyor. Aynı durum Haşim İşcan’da Ördekli Hamam önüne kadar uzayan trafiğe yol açıyor.
Cumhuriyet Caddesi’nin araç trafiğine temelli kapatılmasından sonra bu iki caddedeki trafik görüntüsünü gözünüzün önüne getirebiliyor musunuz?
Onun için…
Cumhuriyet Caddesi’ni trafiğe kapatmadan önce Şehreküstü Meydanı’ndaki trafik kilitlenmesini çözmek gerekiyor.
İşin kötüsü…
Şehreküstü’deki sorunu çözmek için de çok fazla seçenek yok.
Meydanın altından bat-çık ya da benzeri bir geçiş yapılamaz, çünkü alttan Bursaray geçiyor. Meydanın üstünden yeni bir köprü ya da viyadük yapılamaz, çünkü kentin silüeti bozulur.
Onun için…
Çözümü de yerüstünde aramak gerekiyor. Yerüstü çözümlerin en basiti olarak da, tıkanmaya yol açacak etkenin ortadan kaldırılması çözümü öne çıkıyor.
Bu noktada…
Kent içi trafiğe kafa yorup çözüm arayışları ve tartışmalarını sık sık yapan bir gazeteci olarak bize göre çözüm, işlevini dolduran ve yapıldığında sorun çözücü olmasına karşın bugün sorunun ta kendisi durumunda olan Çatalfırın Viyadüğü’nün kaldırılmasında yatıyor.
Bir kere…
Cumhuriyet Caddesi trafiğe kapanacağı için Zafer Plaza önünden araç gelmeyecek. O nedenle, Şehreküstü Meydanı’na Çatalfırın’dan geliş yolu olan bölüm, bundan sonrasında Heykel’e çıkacak araçlar için gidiş yolu olabilir.
Viyadük kaldırıldıktan sonra rahatlayacak bölüm ise, Altıparmak yönüne en az iki şerit kazandırır.
Böylece Şehreküstü Meydanı akıcı hale gelir ve yaşanan, yarınlarda daha da fazla yaşanacak olan trafik yığılması önlenir. O rahatlama da, trafik akışı gereği Şehreküstü’ye yönlendirilen caddeleri rahatlatır.
Burada tek sorun…
Altıparmak’tan gelip Şehreküstü’ye dönecek araçlarda yaşanabilir.
Gerçi bugün de direkt dönüş yok ama, Altıparmak’tan gelen araçlar Zafer Plaza’nın Cumhuriyet Caddesi’nin üst köşesindeki uzantısının arkasından dönerek Şehreküstü’ye ulaşabiliyorlar.
Bu sistemde araçların Heykel’i dolaşıp gelmeleri gerekecek ki, bunu da büyük kentler için normal bir maliyet artışı kabul etmek gerekiyor.
Hiçbir büyük kentte araçlar istedikleri yerden dönüp gidemiyorlar. Heykel’in dolaşılması, akıcı bir trafik düzeni içinde çok da büyük mesafe kaybı oluşturmaz..  
Sözün kısası…
Şehreküstü Meydanı’nı çözmeden kent merkezi trafiği çözülmez.