Yazıcı suskunluğunu bozdu: Bursaspor’da Maliye Bakanlığı’nın 3 ay süren incelemesini kasıtlı buluyorum

Gazetecilik yaşamımızda 33 yılı geride bıraktık, 34 yılın içindeyiz. Çıraklıktan başladığımız bu meslekte ilk spor muhabirliği yaptık. Merinos’un tozlu sahasında amatör maç izleyerek başladık.
Atatürk Stadı’na terfi ettiğimizde, hele hele Bursaspor maçında kale arkasında fotoğraf çekmeye başladığımızda neredeyse yürüyüşümüz değişti.
Kış günü aşırı soğuk havada parmağımız uyuştuğu için deklanşöre basamadığımızdan gol fotoğrafı da kaçırdık, yaz sıcağında başımıza güneş geçtiği için futbolcuları seçemediğimiz de oldu.
Bursaspor’un kazandığı önemli maçlardan sonra ne kadar sevindiysek, kaybedilen maçların ardından o kadar üzüldük. Deplasmanlara gittik. Bazı yolculukların dönüşü çok keyif oldu, bazı yolculukların dönüşünde kimsenin ağzını bıçak açmadığı için yollar bitmek bilmedi.
Türkiye Kupası’nın kazanıldığı gün Atatürk Stadı’ndaki mutluluğu yaşadık. Bursaspor ikinci lige düştüğü gün hep birlikte kahrolduk. İkinci ligten tekrar Turkcell Süper Ligi’ne dönüşe tanıklık ettik.
Piontek’in döneminde Bursaspor’un sahasında-deplasmanında sezon boyunca tüm maçlarını Radyoaktif mikrofonlarından Bursa’ya canlı yayınla anlatırken inanılmaz heyecanlar yaşadık.
Daha cep telefonunun olmadığı dönemlerde İnönü Stadı’nın kapalı tribün çatısından gizlice maç da anlattık, Fenerbahçe stadında seyircilerin arasından Bursa’ya yayın da yaptık, İstanbul’daki Yusuf Ziya Önüş Stadı’nda Bursaspor’un galibiyetini anlatırken, yayın yaptığımız yeri basan öfkeli Sarıyer taraftarlarının arasından canımızı zor kurtardığımız anların tehlikesini de yaşadık.
Doğruyu söylemek gerekirse…
Bunca yıldır Bursaspor’un peşinde koşan, kazanınca sevinen ve kaybedince üzülen biri olarak, içinde bulunduğumuz yıla kadar Bursaspor’un lig şampiyonu olacağını dair hiç beklemiyorduk.
Aslında…
Sezon başlarken Avrupa hedefi koyan yönetim ve futbolcular bile şampiyonluk beklentisi içinde değildi. Ama hep birlikte inanıldı, kulüp-taraftar-kent bütünleşmesi sağlandı ve büyük başarıya ulaşıldı.
Şimdi artık her yerde “Bursaspor şampiyon” diye göğsümüz kabararak geziyoruz.
Bugün…
Göğsümüzü kabartan bir şey daha oldu. Bursaspor Kulübü, geçmişten bu yana Bursaspor’u yazan, haber yapan, fotoğraf çeken, kısacası Bursaspor’u yaşayan tüm gazetecileri bir araya getirerek şampiyonluk yemeği verdi.
Son 10 yıldır maçları izlemek için stada gitmiyor olsak da, gururla ve mutlulukla o yemeğe katıldık. Arkadaşlarımızla birlikte olduk. Anılarımızı tazeledik. Eski günlerden söz ettik.
Bursaspor Kulübü Başkanı İbrahim Yazıcı’yı tanıyanlar özelliğini iyi bilirler. Konuşmayı ve önde görünmeyi pek sevmez. Bursaspor’da daha önce başkanlık yaptığı dönemde Bursaspor İkinci Takımı’nı ikinci ligten9 birinci lige çıkarma başarısını göstermiş, Vakıfköy Tesisleri’ni elden geçirip modernleştirmişti.
Bugün de…
Bursaspor’u tarihinde ilk şampiyonluğuna taşıyan başkan olarak yönetim kurulu üyeleriyle birlikte, geçmişten bugüne Bursaspor’u izleyen ve izlemekte olan gazetecilerin karşısına çıktı.
Dahası…
İnsanı duygulandıran ve hatırlanmış olmanın onurunu yaşatan yemekte sessizliğini de bozup içini döktü.
Konuşmasında…
İki yıl önce göreve geldiğinde bulduğu tabloyu gözler önüne serdi:
“5 milyon doların üzerinde borç… Gelirlerde temlikler… Bursaspor’un sahibi olduğu ticari arazi üzerinde 67 haciz işlemi… Bankalara para yattığı anda el koymak üzere bekleyen alacaklılar…”
Böyle bir dönemden bugünkü şampiyonluk havasına gelişi anlattı. Bursaspor’un şampiyonluğunun tüm Anadolu’da yol açtığı heyecanı ve yapılan kutlamaları anımsattı.
Şu sözünün altını çizdik:
“Bütün bu süreçte hiç popülizm yapmadım. Hiç konuşmadım. Çünkü bu iş bir kişinin başarısı olamaz. Uyum gerekli. Ben bu ekibin başıyım ama arkadaki kadro çok geniş. Uyum sağlanmasaydı başarı mümkün değildi.”
Şu tespiti yaparken de gerçekçiydi:
“Buralara gelmek çok zor, kalabilmek daha da zor. Önemli olan zirve mücadelesinin devamlılığı. Bunu sürdürmemiz gerekiyor. En önemli yıl da bu yıl. Çünkü şampiyona karşı mücadele edecek takımlarla oynayacağız.”
Sonra…
Küçük bir isteği oldu:
“Herkesten rica ediyorum. Birilerini sevmiyor olabilirler. Ama Bursaspor’u sevin ve Bursaspor’un başarısını isteyin.”
Ardından…
Bugüne kadar duyulmamış bir bilgiyi, içini dökme anlamında paylaştı:
“Sezon içinde Bursaspor tarihinde ilk kez kulübün tüm hesapları ve defterleri Maliye Bakanlığı tarafından incelendi. Üstelik inceleme üç ay sürdü. Sonunda olumlu rapor verdiler. Ama ben bunun kasıtlı olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim.”
Bir noktada daha içini döktü:
“Şampiyonluk havasına girildiğinde, ipi göğüslediğimizde önümüzde stat konusu vardı. Yeni bir stat yapılacak ama biz yönetimde mevcut stat için karar aldık, izin başvurularını yaptık. Eğer bunları kararlı ve hızlı şekilde yapmasaydık, Şampiyonlar Ligi maçlarını Bursa’da oynayamayacaktık.”
Şu açıklamayı da yaptı:
“Statta çalışmalar çok hızlı ilerliyor. UEFA’nın tüm kriterleri yerine getiriliyor. Çalışmalar o kadar hızlı ilerliyor ki, bırakın Şampiyonlar Ligi’ni, lig maçlarına bile yetiştireceğiz.”
Samimi bir ortamda geçen ve dertleşmeye dönüşen toplantı sırasında meslektaşlarımız Başkan Yazıcı’ya, bugün çıkan mahkeme kararını sordular.
75 liralık aidatını yatırmadıkları için üyelikten çıkarılanlar nedeniyle Bursa 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin verdiği “2009 yılındaki kongrenin tüm sonuçlarıyla birlikte iptali” karırı için Bursaspor Kulübü de hukuk yolunu işletip Yargıtay’a itiraz edecek.
Ne var ki…
Eski başkanlardan Recep Günay’ın açtığı dava üzerinden Başkan Yazıcı daha genel, fakat çok sert bir değerlendirme yaptı:
“Bursaspor’da karışıklık isteyen, buradan nemalanmak isteyenler var. Bunlar bırakın kongrenin iptali için mahkemeye başvurmayı, şampiyonluğun iptali için bile dava açarlar.”
Bir meslektaşımız, futbolculara verilecek şampiyonluk primini sorunca İbrahim Yazıcı şunu söyledi:
“Bursa her yönden çok büyük bir şehir. Bursaspor bu şehre marka olarak değer kattı. Şimdi Şampiyonlar Ligi maçlarıyla da katacak. O nedenle ben şampiyonluk primini Bursa’nın ödemesi gerektiğini düşünüyorum. Hatta ödeyeceğine de inanıyorum.”
Bu amaçla…
Şampiyonluk öyküsünü anlatan bir kitap hazırladıklarını ve bunu yakın bir zaman içinde satışa sunacaklarını da açıklayan Yazıcı, önümüzdeki sezon haftada 3 maç oynayacakları için kadroyu zenginleştirmek gerektiğini, fakat transferde çok dikkatli hareket ettiklerini ifade etti.
Aslında en önemli transferi kadroyu koruyarak yaptıklarını, iki önemli transfer gerçekleştirdiklerini, 1-2 transfer daha yaparak transferi kapatacaklarını da sözlerine ekledi.