TDH Nilüfer’den hüzünlü veda… Partinin kurulacağı açıklanan gün ilçede eşyaları toplayıp tabelayı indirdiler

Gerçi… Ankara’dan gelen haberler arasında, Türkiye Değişim Hareketi kadrolarının aralarında toplanarak her şeye karşın partiyi kurma kararı içinde oldukları da bulunuyor.
Ama…
Şurası bir gerçek ki, daha kuruluş aşamasındayken lideri bir başka partiye giden hiçbir siyasi hareketin yoluna devam edebilme şansı olmuyor.
O nedenle…
Mustafa Sarıgül’ün, Türkiye Değişim Hareketi’ni Türkiye Değişim Partisi’ne dönüştürmeye 4 gün kala, “parti kurmaktan vazgeçtik, CHP’yi destekleme kararı aldık” şeklindeki açıklamasıyla TDH teşkilatlarında doğan hayal kırıklığı giderek daha hüzünlü bir hal alıyor.
Nitekim…
Partinin kurulacağı açıklanan 26 Haziran günü, TDH Nilüfer İlçe Temsilcisi/Başkanı Fecri Er’den elektronik postamıza hüzünlü bir veda geldi.
Er, birlikte siyaset yapmak üzere yola çıktıkları ve birlikte heyecanlandıkları arkadaşlarına veda ederken satırlarına şöyle başlıyor:
“Sevgili Dostlar… Bugün 26 Haziran 2009 Cumartesi. Türkiye Değişim Partisi’nin kurulacağı ve Ankara Mitingi’nin yapılacağı gün.”
Bu girişin ardından…
“Peki biz yaptık?” diye soruyor ve cevabı kendisi aktarırken duygularına da hakim olamıyor:
“Türkiye Değişim Hareketi Nilüfer İlçe Başkanlığı binasındaki (İktidara Hazırlık İlçe Merkezi(!)) son eşyaları da boşaltarak anahtarını daire sahibine teslim ettik. TDH Bursa’nın 17 Ağustos 2009’da ilk açılışı yapılan ilçe binası olan binamızı boşaltırken, yıllardır süren bir hayali de sonlandırdık.”
Sonra da…
Yaşadıklarını özetliyor:
“2007 yılı Eylül ayında katıldığım, 28 Şubat 2008 tarihinde de Nilüfer İlçe Sorumlusu/Başkanı  seçildiğim Türkiye Değişim Hareketi’nin bir parti kimliği olmamasına rağmen, bizler bir parti disiplini ve ciddiyetiyle çalıştık.”
Şu bilgileri veriyor:
“Hareketimizi saygın ve tanınır duruma getirdik. Mahalle ve köylere geziler düzenleyip, kahve toplantıları yaptık. Muhtarlarımızı ve derneklerimizi sürekli ziyaret ettik. Önemli gün ve haftalarda ilgili kurum ve kişilere kutlama ziyaretleri yaptık. Hatta ilçe binamızın önündeki caddeye Bursaspor’a başarılar dileyen bayrağımızı bile astık. Bazı etkinliklerimizde yerel basında yer aldı.”
Yaşadığı hayal kırıklığını üzerinden atamıyor:
“Bir gün önce parti kurulması ve Ankara Mitingi hazırlığını görüştüğümüz ilçe  başkanları toplantısının ardından, Mustafa Sarıgül’ün 22 Haziran Salı günü yaptığı basın açıklaması ile hepimiz büyük bir şaşkınlık yaşadık. Aynı günün akşamı da İl Başkanı ve ilçe başkanları bir araya gelerek TDH’deki görevlerimizden ayrılmaya karar verdik.”
Yine…
Hüzünlü bir havada devam ediyor:
“TDH Bursa’nın düzenli olarak gündemli ve tutanaklı haftalık toplantılar yapan TDH Nilüfer İlçe Yönetim Kurulu da son toplantısını 24 Haziran Perşembe günü yaptı. Bu kez yazılı gündem yoktu, toplantı katılım formu da imzalanmadı. Yalnızca gelinen son durum konuşuldu.”
Toplantıdaki tabloyu aktarıyor:
“Tüm üyeler kırgın, kızgın ve hayal kırıklığı içindeydi. Bir çok şey dile getirildi ve bu birlikteliğin devam etmesi koşuluyla vedalaşıldı.”
Tam burada…
Hayal kırıklığı ve kırgınlığın getirdiği bir kızgınlık noktası da var ki, Sarıgül’e yönelik suçlamaya dönüşüyor.
O kızgınlığın tepkiye dönüşmüş halinden sonra Fecri Er mesajını şöyle tamamlıyor:
“Çoğumuzun ilk siyasi deneyimi olan bu hareketin bize kazandırdığı en önemli kazanımı da yeni dostlar ve arkadaşlar oldu. Bu süreçte birlikte hareket ettiğimiz tüm arkadaşlarımıza verdiği emek ve destekleri için teşekkür ediyor, istemeyerek de olsa kırdıklarımdan özür diliyor ve hakkımı helal ederken, hakkınızı da helal etmenizi istiyorum.”
Görüldüğü gibi…
Araya kırgınlık, kızgınlık, tepki girmiş olsa bile TDH’yı oluşturup partileşmeyi beklerken vazgeçildiği haberiyle sarsılan kadrolarda hüzün var.
Aslında…
Ortada siyasi boyutundan çok, toplumsal beklenti boyutuyla dikkat çeker hale gelen bir sebep-sonuç tablosu var.
Bu durumu…
Sosyolog Didar Yılmaz’la değerlendirirken çok kısa ve çok net bir yorum yaptı:
“Kendini ihanete uğramış kabul eden topluluklardaki yıkılmışlık duygusu kolay atlatılabilen bir sendrom değil.”