Ulaşım onun ilgi alanı değil, bilgi alanı… İMO Başkanı Şahin, ulaşımdaki noktasal çözümlerden kaygılı

Bursa’nın son dönemine damga vuran kurumları saymaya kalksak, özellikle sivil toplum örgütlerinin çalışmalarını mercek altına alacak olsak, her halde ilk sıraya İnşaat Mühendisleri Odası’nı yazmak gerekiyor.
Çünkü…
Necati Şahin’in başkanlığı ile birlikte İMO, âdeta Bursa’nın proje üretim merkezi ya da kent gözlem ofisi gibi çalışmaya başladı.
Bursa ile ilgili her konuda İnşaat Mühendisleri Odası kent kamuoyunu bilgilendirmeye yönelik çalışmalarıyla ortaya çıkıyor.
Kenti ilgilendiren her konuda görüş açıklıyor.
Özellikle…
Ulaşım konularında çok kritik çıkışlar yapıyor ve çok önemli uyarılar gündeme taşıyor.
Örneğin…
İstanbul-Bursa-İzmir Otoyolu kapsamında yapılacak olan Körfez Köprüsü’nden demiryolu hatlarının kaldırıldığını ilk İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Necati Şahin fark etti ve çok hızlı bir şekilde gündeme taşıdı.
Köprüdeki demiryolu hatlarının ne kadar önemli olduğunu ısrarla anlattı.
O hatlar sayesinde, İstanbul-Ankara Hızlı Treni güzergahının kısalacağını, hızlı trenin bu sayede Bursa’dan geçeceğini, hatta ileriye yönelik proje halinde gündemde olan İstanbul-İzmir Hızlı Tren Hattı’nın bu hatlar sayesinde gerçekleşebileceğini, yine ileriye yönelik İstanbul-Antalya Hızlı Tren projesinin bile bu sayede yaşma geçirilebileceğini hep söyledi.
Herkes bu görüşlere katıldı. Siyasiler de hak verdi.
Ama…
Maliyet farkları gibi bir gerekçeyle bu hatların köprüden kaldırılmasını kimse engelleyemedi.
Nitekim…
İMO Başkanı Necati Şahin’i perşembe akşamı Bursa Düşünce Kulübü’nün Ördekli Kültür Merkezi’nde düzenlediği konferansta dinledik.
Aynı konuyu çok önemli olduğu için bir daha anlattı Hükümetin kararına karşın, henüz köprü inşaatı başlamadığı için kaybedilen bir şey olmadığının yine altını çizdi.
Bir şey daha açıkladı:
“Bu konuyla ilgili 16 Bursa milletvekiline Oda olarak mektuplar gönderip anlattık. Sadece 2 geri dönüş oldu.”
Kendisini ve temsil ettiği İnşaat Mühendisleri Odası’nı tanımlarken “ulaşım bizim ilgi alanımız değil, bilgi alanımız” diyen Şahin konferansta bir de tespitini paylaştı:
“Cumhuriyet kurulduğunda demiryolcuydu. Günümüzde çok hızlı demiryolu yatırımları yapılıyor olmasına karşın, Atatürk döneminin hızına henüz yetişilemedi.”
Kırılma noktasını da açıkladı:
“Amerika Birleşik Devletleri tarafından 1949 yılında Türkiye için hazırlanan ve Hills Raporu olarak bilinen bir ulaşım raporu var. Bizim ulaşım tercihlerimizi işte o rapor değiştirdi.”
Raporda üç kritik madde vardı:
Bir…
Demiryolu bırakılmalı, karayolu ulaşımına geçilmeli.
İki…
Karayolları yapımı Ulaştırma Bakanlığı’ndan ayrılmalı.
Üç…
Karayolları için hükmi şahsiyete haiz yeni bir birim oluşturulmalı.
Bu üç öneri maddesine karşı Türkiye’nin neler yaptığını da Şahin anımsattı:
“Raporda önerildiği gibi demiryolu yatırımları durdu ve karayolu yatırımlarına hız verildi. Karayolları yapımı Ulaştırma Bakanlığı’ndan alınıp Bayındırlık Bakanlığı’na verildi. 1950 yılında da kanunla Karayolları Genel Müdürlüğü adıyla yeni bir birim kuruldu.”
Bugünlere nasıl geldiğimizi gösteren tespitinin ardından Şahin ileriye dönük şunu söyledi:
“21. yüzyılın ulaşım aracı tüm dünyada yüksek hızlı tren olacak. Kentlerdeki hafif raylı sistemlerde de buna entegre olarak kullanılacak.”
Peki…
Acaba Bursa gelecekteki bu modele hazır mı? Örneğin, Bursaray modelde önemli bir entegrasyon sağlayabilecek mi?
Aslında…
Bursa’da ulaşımın ağını Bursaray oluşturuyor. Fakat, Şahin’in de vurguladığı gibi, Doğu etabında Bursaray’a paralel çalışan lastik tekerlekli toplu taşıma araçlarına yönelik bir düzenleme henüz yapılamadı.
Nedense…
Büyükşehir Belediyesi geçen dönem de, bu dönem de Bursaray’a paralel çalışan toplu taşıma araçlarının sahiplerini yeni düzenleme için ikna edebilmiş değil.
Öyle olunca da Bursaray’ın kapasite kullanımında ciddi bir düşüş söz konusu.
Yanı sıra…
Yine Şahin’in aktardığı gibi, “tüm dolmuş ve otobüslerin kent merkezinden mutlaka geçtiği” bir kentte yaşıyoruz. Dünyadaki modern kentlerin hiçbirinde olmayan bu toplu taşıma araçları güzergahı anlayışı Bursa’nın ulaşımını olumsuz etkiliyor.
Ne var ki…
Bursaray’ın, ya da teknik deyimiyle hafif raylı sistemin hem gelişmesine, hem de ileriye yönelik hızlı tren entegrasyonuna engel çok önemli bir durum var.
Onu da…
İMO Başkanı Şahin şöyle açıkladı:
“Dünyanın hiçbir yerinde aktarma istasyonu bulunmayan hafif raylı sistem olmaz. Peki biz ne yaptık? Hafif raylı sistemimiz Bursaray’a aktarma istasyonu yapmamız gereken yere Kent Meydanı Alışveriş Merkezi adıyla getirdik kocaman bir bina diktik.”
Bu noktada…
Bursa’da ortaya çıkan bir anlayışa işaret etti:
“Kentteki ulaşımla ilgili tek dert; kendimi nereye götürürüm değil, arabamı nereye götürürüm derdi. İnsanlar her yere arabalarıyla gitmek istiyor. Yerel yönetimler de önceliği otomobillere veriyor.”
Bir adım daha attı:
“Yerel yönetimler plana dayalı çözümler yerine, noktasal çözümlere yöneliyorlar. Bu da bizleri kaygılandırıyor.”
Yol yakınken ciddi bir eleştiri yaptı:
“Şimdiki Büyükşehir Belediye Başkanımızın mühendis olması başlangıçta bizleri umutlandırdı. Ama üzülerek izliyorum ki, hala plan yerine kişisel görüşe dayalı noktasal çözümlere gidilerek yanlışa devam ediliyor.”
Gözlemlerine ve bilgilerine dayanarak yaptığı tespiti ise şöyle aktardı:
“Bursa ağır hasta. Mutlaka yoğun bakıma alınmalı. Belediye başkanlarımız 1,2 yıl hiçbir şey yapmasınlar razıyız, ama yeter ki doğru planlama yapsınlar. Ne yazık ki toplum olarak bizler de planla yaşamaya değil, pilavla yaşamaya alışmışız.”