Kılıçdaroğlu’nun yeni dönem stratejisi… CHP insana dönük, toplumun dertlerine dokunan siyaset yapacak

Televizyonlar, özellikle de haber kanalları sabah saatlerinden itibaren Cumhuriyet Halk Partisi kurultayıyla ilgili yayınlarını “CHP’de değişim kurultayı” başlığıyla yaptılar.
Salondan yansıyan görüntüler ortada…
CHP, uzun yıllardır böylesine kalabalık ve coşkulu kurultay yapmadı. Partinin geçmişini bilen herkes röportajlarında, “Ecevit dönemi gibi” benzetmesini tekrarladı.
Rahşan Ecevit’in sırf destek vermek için geldiği, yıllar içinde çeşitli nedenlerle CHP’den uzaklaşmış ya da uzaklaştırılmış pek çok ismin heyecanla yerlerini aldığı kurultayın sihirli sözcüğü değişimdi.
Merak edilen ise şu oldu:
Değişim acaba yalnızca genel başkan değişimi mi? Kemal Kılıçdaroğlu, bugüne kadar Deniz Baykal’ın izlediği siyasi stratejiden farklı ve değişim adına nasıl bir siyasi strateji izleyecek?
Soruların cevabı…
1250 delegeden 1246’sının imzasıyla aday gösterilen Kılıçdaroğlu’nun 2 saatlik konuşmasında alındı.
Alışılmış şekilde kravatlı değil, spor giyimli olarak kürsüye çıkan CHP’nin yeni genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından ilk izlenimlerimiz şöyle:
Bir…
Bugüne kadar CHP kurultaylarında öncelikli mesaj laiklik ve rejime yönelik tehlikelere karşı uyarı olurdu.
Bu da…
Zaman içinde CHP’yi, temsil ettiği siyasi çizgi olan sol siyasetin temelini oluşturan emekçi ve yoksul kesimden uzaklaştırıp kentlerde gelir düzeyi yüksek elit seçmenin partisi haline getirdi.
Oysa…
Kılıçdaroğlu bu mesajları tekrarlamadı. Onun yerine insanı ön plana çıkaran bir konuşma yaptı.
Örneğin…
Konuşmasında sık sık işsizlik vurgusu yaptı, yoksulluk vurgusu yaptı. Emeklilere seslendi. İşsizliği yenmek, yoksulluğu aşmak için formüllerinin hazır olduğunu söyledi, küçük ipuçları bile verdi.
Yani…
CHP’yi asıl oy alması gereken çalışan ve yoksul kesimler için cazibe merkezi haline getirecek mesajlar verdi. Sendikal haklar, sigortalı çalışma ve özellikle de iş güvenliği üzerinde durdu.
Halkın gerçek dertlerini dile getirdi.
Seçim barajı nedeniyle Meclis’te temsil edilemeyen kitleleri gündeme getirdi ve bu yolla da, son dönemlerde CHP’nin uzak durmayı tercih ettiği Güneydoğu seçmenine el uzattı.
Mesajlarının hepsi CHP için yeni ve ciddi bir siyaset değişimi getiriyor olması nedeniyle de sarsıcı kabul edildi.
Bunları yaparken…
Genel başkan adaylığı çıkışını küçümseyen açıklamaları nedeniyle Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a “Recep Bey” diye hitap etti.
Üstelik…
Yeni siyaset stratejisinin gereği olarak, toplumun yaşadığı işsizlik ve yoksulluğa karşı bir kesimin havuzlu villalarda lüks yaşam içinde olduğunu ifade ederken, Recep Bey ifadesini sık sık tekrarlayarak Başbakan’la bu kesimleri örtüştüren bir imada bulundu.
Kısacası…
Kılıçdaroğlu’nun konuşması akademik bir konuşma değildi ama insan odaklı ve topluma dokunan bir üslupla, CHP’nin siyaset stratejisini değiştiren bir konuşma olarak yansıdı.
Salondaki coşku ise…
Kılıçdaroğlu’nun dağdan inen sel gibi geldiğini bir kez daha gösterdi.
Bu selin önünde durmak siyaseten zordu. Nitekim CHP içinde önüne çıkan olmadı, herkes etrafında birleşti.
Şimdi sıra meydanlarda.
Halkın bu selden ne kadar etkilendiğini, Kılıçdaroğlu’nun ilk konuşmasındaki mesajları hangi oranda benimsediği meydanlarda ortaya çıkacak.
Gerçi…
Bu değerlendirmeyi yazdığımız sıralarda oy verme işlemi henüz başlamadığı için Kemal Kılıçdaroğlus henüz CHP Genel Başkanı seçilmemişti. Fakat ortadaki tablo, kurultaya katılan delegelerin ittifakıyla seçileceğini gösteriyor.
Yani…
Kılıçdaroğlu CHP Genel Başkanı oldu. Acaba toplumu etkileyen lider de olabilecek mi?
Görünüşe bakılırsa, olacak gibi de.
Çünkü…
Konuşması ve değişim anlamına gelen siyasi stratejisi Türkiye’nin sürpriz bir şekilde yeni lider kazandığını gösteriyor.