Geçen hafta, Demokrat Parti İl Yönetim Kurulu’nda, Anavatan Partisi’nden gelen yapının önde gelen bir ismiyle, DP-Anavatan birleşmesi sonrası yeniden yapılanma sürecini ve bu süreçte kamuoyu önünde yaşananları konuşuyorduk.
Sohbette…
Özellikle Osmangazi’de mahkeme kararıyla yapılan kongre sonrası gelişmeler üzerinde durduk.
Hani…
İl Başkanı Ayhan Barışıcı’nın “Mahkeme kararıyla yapılan kongrelerde seçilenler görevden alınacak, Genel Merkez’in kararı bu yönde” açıklamasını yaptığı süreci biraz daha uzun konuştuk.
Çünkü…
O süreçte DP Genel Merkezi kongrede seçilen İsmet Koyuncu ve yönetimi için görevden alma kararı verdi. Fakat bunu uygulayamadı.
Bir yandan da…
Atanan Anavatan kökenli Muharrem Şenocak’a gidip görevi devralması söylendi. Şenocak da yönetimiyle birlikte gidince tartışmalar çıktı, partiye polis davet edildi. Yaşananlar da medyaya “Anavatanlılar DP’yi bastı” şeklinde yansıdı.
Dahası…
Osmangazi’deki bu durumu çözmek üzere Teşkilat Başkanı Baki Mert’in Bursa’ya geleceği açıklandı ve taraflar Mert’in gelişini beklemeye başladılar.
Ne var ki…
Mert bir yakınının rahatsızlığını belirterek açıklanan gün gelmedi. Ertelenen gün de gelmedi. Sonra da bir daha Baki Mert’in gündeminde Bursa’ya gidip Osmangazi’deki sorunu çözmek hiç yer almadı.
İşte…
DP yönetiminin Anavatanlı etkin ismiyle bunları konuşurken, DP’deki Anavatan kadrosunda büyük bir hayal kırıklığı yaşandığını fark ettik.
Hem kendilerini, hem de Genel Merkez’den yansıyan anlayışı sorguluyorlardı.
Hatta…
Bir ara “kandırılmışlık duygusu” yaşadıkları izlenimi bile aldık.
Ardından…
Yönetimin DP’li kimi isimlerinden de aynı izlenimi aldık. Onlar da “kendilerinin meydana atıldığını ve sahipsiz bırakıldıklarını” düşünüyorlardı.
Bu da…
Acemice hareket ve kararlarına daha önce de tanık olduğumuz DP Genel Merkezi’nin, teşkilatının iki kanadında da güvensizliğe yol açtığını gördük.
••••••••••
Derken…
İl kongresi sürecinde Genel Merkez’in de kendi içinde parçalara ayrıldığı ortaya çıktı.
Bu ayrışmalarda…
Genel Başkan Hüsamettin Cindoruk’un hem Süleyman Demirel, hem de Mesut Yılmaz’la arasının açıldığı duyuldu.
Bu haberlere…
Genel Merkez içinde DP kökenli küçük bir grubun Bursa’da özel hesap duygusuna kapıldıkları, o nedenle de “Genel Merkez’in adayı” arayışına girdikleri ortaya çıktı.
Nitekim…
Pazar günü bu sayfalardan duyurduğumuz ve 4 dönem il başkan yardımcılığı ile Merkez Karar Kurulu Üyeliği görevlerinde bulunan Ersel Oytun’un karşısına, Ankara’ya davet edilen Abdullah Biçen aday olarak çıkarıldı.
Bu noktada…
Biçen’in bugün yayınlanan yerel gazetelerde “Genel Merkezin adayı” olarak kendini tanıtması, sahip olduğu siyasi deneyimle hiç örtüşmedi.
Çünkü…
Genel Merkez’in yaptığı görevden alma ve atamaya tepki olarak gelişen bu tür kongrelerde “Genel Merkez’in adayı” olmak avantaj değil, dezavantaj olur.
Kongrenin kaybedilmesi halinde de “Genel Merkez’in sandığa gömüldüğü ve kaybettiği” yorumlarına yol açar ki bir partide olabilecek en kötü görüntü ortaya çıkar.
Biçen’in adaylığını açıklama şekli ve üslubu kongreye 3 gün kala DP Genel Merkezi’ni böyle bir riske soktu.
Bunun üzerine…
Aralık ayında Füsun Yaşar’ın görevden alınmasıyla DP İl Başkanı olarak atanan Ayhan Barışıcı’dan kendine yakışan bir açıklama geldi.
Barışıcı, mahkeme kararıyla kongreler başlarken söylediği “Mahkeme kararıyla yapılacak olağanüstü kongrede aday olmayacağım” sözünün arkasında dururken, kongre sonrasındaki kimi beklentilerin önünü kapatan çok özel bir açıklama yaptı.
Kendisinin göreve gelmesini sağlayan ve görevi süresince de arkasında duran ekiple yaptığı istişareden sonra Ayhan Barışıcı’nın bugün yaptığı ve özel mesajlar içeren açıklama aynen şöyle:
“Genel Merkez kararı ile yaklaşık 5 aylık bir süre içinde verilen görevi elimden geldiği kadar yapmaya çalıştım.
İki parti birleşmesi ve iç çekişme sancıları neticesinde, genel siyaset faaliyetlerimizi yürütemediğimiz bir gerçektir.
Yapılacak olan il kongresinde aday olmayacağımı, kongre sonrasında da herhangi bir atamayı kabul etmeyeceğimi şimdiden bilmenizi isterim.”
Bu açıklama…
Özellikle de “kongre sonrası atamayı kabul etmeyeceği” ifadesi tam anlamıyla siyasi sitem özelliği taşıyor. Bu siyasi sitemin de atadığı yönetimin arkasında durmayan ya da duramayan DP Genel Merkezi’ne gittiğini söylemeye bile gerek yok.
••••••••••
Yeniden kongre ortamına dönecek olursak…
Gözlemimiz şu:
Ersel Oytun aday olarak yola çıkarken partisinin teşkilat dinamikleri ile görüştü ve desteklerini aldı.
Buna…
Görev yaptığı dönemlerde teşkilatın sevgisi kazanmış olması da eklenince, adaylığı DP teşkilatlarında hemen kabul gördü.
Bunun rahatlığıyla da gittiği her ilçeden destek sözü alarak döndü.
Buna karşın…
Yılların siyasi deneyimine sahip Abdullah Biçen’in daha yola çıkarken Genel Merkez’in adayı olduğunu söylemesi gerçek bir hata.
Gerçi…
Teşkilatlarda “Genel Merkez’e rağmen politika yapılmaz” anlayışı daima egemendir ama, tepkisel gelişen bir sürecin sonun mahkeme kararıyla yapılan böyle bir olağanüstü kongrede Genel Merkez’in işareti daima ters teper.
O bakımdan…
Gemlik eski ilçe başkanı Mehmet Hamaloğlu’nun aday olmasının beklendiği, Nilüfer eski ilçe başkanı Ömer Seymen’in de adının geçtiği bir ortamda DP teşkilatlarını ve camiasını çok daha fazla etkileyip heyecanlandıracak yeni bir aday son dakika sürpriziyle çıkmazsa, Ersel Oytun’un cumartesi günü yapılacak kongrede daha şanslı olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.
Birleşme sonrası yeniden yapılanma sürecini yönetemeyen, görevden alma ve atamayı beceremeyen, il kongresini de kendisini tartıştıracak bir ortama dönüştüren DP Genel Merkezi’nin bundan sonra neler yapacağını da merakla bekliyoruz.