Atatürk Caddesi’nin kenarları otopark oldu, modernleştiğini sandığımız Bursa 30 yıl önceye döndü

Bu kentte yaşayan herkes aynı görüşte: Bursa’nın en önemli sorunu ulaşım ve trafik. Bu sorunu aşmak için yeni yollar açmak, dikey yollarla trafik akışını rahatlatmak ve kentin her tarafına yeterli kapasitede otoparklar yapmak gerekiyor.
Oysa…
30 yıl öncesine kadar Bursa’da ulaşım ve trafik diye bir sorun yoktu.
Her fırsatta yazıyor, her bulunduğumuz ortamda anlatmaya çalışıyoruz. 30 yıl önce Bursa’nın kent merkezini oluşturan Atatürk Caddesi de, ona alternatif olan paralelindeki Cumhuriyet Caddesi de çift yönlüydü.
Araç trafiği o kadar azdı ki, hem Heykel’de Devlet Tiyatrosu’nun önünde, hem de Ulucami önünde otobüs durakları vardı. Belediye otobüsleri bu duraklarda bekleme bile yaparlardı.
Dahası…
Çift yönlü Atatürk  Caddesi’nin kenarlarına araçlar park eder, bu bile trafiği etkilemezdi.
Aynı sözler Cumhuriyet Caddesi için de geçerli. Orada da birer şeritten gidiş-dönüş yapılması yanında, işyerlerinin önüne araç park edilebiliyordu.
Alışılmış düzeni değiştirmeye yönelik ilk adım 20 yıl önce radikal bir kararla atıldı ve hem Atatürk Caddesi, hem de Cumhuriyet Caddesi tek yöne dönüştürüldü.
Atatürk Caddesi’nde araçlar Çakırhamam’dan Setbaşı’na doğru giderken, dönüşleri Cumhuriyet Caddesi’nden verildi.
Bu değişiklik…
Başta ticari araç sürücüleri olmak üzere büyük tepki gördü. İnsanlar alıştıkları trafik uygulamasının sürmesini istediler.
Ama…
Dönemin kent yöneticileri “Bursa’da araç sayısı artıyor, trafik sorunu başladı, kentin yarınını düşünmemiz gerekiyor” diyerek geri adım atmadılar.
Başlangıçta yadırgamış olsak bile, bu doğru bir karardı ve gerçekten Bursa kent merkezi için gerekliydi.
Sonrasında…
Kent merkezindeki trafik denetimini sağlamak için sıkı disiplin uygulandı. Atatürk Caddesi genişliğine karşın yine de sıkışmaya başladığında bu kez kenarlara araç park edilmesi engellendi.
Bu da doğru bir uygulama oldu.
Çünkü…
Dünyanın hiçbir metropolünde kent merkezindeki en önemli caddeye araç park edilmiyor, ettirilmiyor. Bursa’da bir Avrupa Şehri olarak hedeflenen modern kent anlayışının gereği yıllarca yerine getirildi.
Gelin görün ki…
Bu dönem farklı bir otopark anlayışı ortaya çıktı. Kent merkezindeki otopark sorununu çözmek için yeni kapalı otoparklar yapmak yerine cadde kenarları otopark haline dönüştürüldü.
Karar…
Kent merkezine araçla girmenin engellenmesine yönelik uygulama kabul edildiği için tepki görmedi. Hatta bu yolla cadde kenarlarının gelişigüzel parka dönüşmesinin önüne geçilirken de kent rantı adına belediye bu uygulamadan gelir elde etti.
İşte…
O uygulamanın gelip Atatürk Caddesi’ne dayandığını görüyoruz. Gördükçe de işimiz kararıyor.
Çünkü…
Setbaşı, Fevzi Çakmak, Haşim İşcan, Gazcılar gibi caddelerden iyi gelir elde eden Büyükşehir Belediyesi tuttu Atatürk Caddesi’nin iki kenarına da diğer caddeler gibi otopark şeritleri çizdi. O şeritleri gören araç sürücüleri de rahatlıkla pak ediyorlar.
Üstelik…
Garip bir karar ve peşinden gelen denetimsizlik sonucu Atatürk Caddesi öylesine hızlı otoparka dönüştü ki, kimi yerlerde ikinci sıra parklar bile başladı.
Açıkça söylemek gerekirse…
Bursa uzun yıllardır hiç bu kadar disiplinsiz ve başıboş olmadı.
Kentin merkezinde, en önemli ve vitrin caddesi olan Atatürk Caddesi resmen otoparka dönüştü. Bursa 30 yıl önceye döndü ve tipik bir Anadolu kasabası görüntüsü vermeye başladı.
Üzücü olan ise şu:
Recep Altepe yönetimi bir yandan Atatürk Caddesi’ni görkemli bir hale getirmek için cadde üzerindeki tüm binaların cephelerini yeniliyor, hatta eski Bursa görüntüsü vermek üzere proje hazırlıyor.
Biz bu eski Bursa görüntüsünün projesini binaların dış cephe kaplamasında ortaya çıkarılacağını sanmıştık. Caddede araç parklarına izin verilerek Bursa’nın 30 yıl geriye götürüleceği hiç aklımıza gelmemişti.
Bir şey daha…
Hadi Büyükşehir yönetimi Atatürk Caddesi’nin kenarlarına park yeri çizgileri çekerek Bursa’yı 30 yıl geriye götürme pahasına caddeyi açık otoparka dönüştürdü.
Peki…
Trafik akışının denetiminden sorumlu olan Emniyet Müdürlüğü bunu nasıl kabul etti? Atatürk Caddesi’nin otoparka dönüşmesine Emniyet nasıl sessiz kalıyor, kalabiliyor? Yoksa denetimi yapan trafik polisi ekipleri uğraşmaktan yıldı mı?
Doğrusu bunu da anlayabilmiş değiliz.