Son iki büyük anayasa değişikliği paketini Ertuğrul Yalçınbayır ve Turhan Tayan “uzlaşmayla” hazırlamıştı

2001 yılı ekim ayı… Türkiye’yi, Bülent Ecevit’in başbakanlığında Devlet Bahçeli ve Mesut Yılmaz’DSP-MHP-ANAP koalisyonu yönetiyordu.
Bir yandan ekonomik sıkıntılar, bir yandan 28 Şubat’la ortaya çıkan ve Refah Partisi’nden sonra Fazilet Partisi’nin de kapatılmasıyla siyasi kaosa dönüşen demokratik sıkıntılar yaşanıyordu.
Buna karşın…
Çok eleştirilen koalisyon hükümeti, Avrupa Birliği yolunda Kopenhag ve Venedik kriterlerine uyum sağlamak amacıyla siyasi partilerin kapatılmasını zorlaştırmak üzere anayasa değişikliği hazırlıyordu.
Üstelik…
O değişiklik iki ayrı paket halinde hazırlanmıştı.
İlkinde…
Sonradan Adalet ve Kalkınma Partisi’nin kurucu genel sekreteri olacak ve Abdullah Gül başbakanlığındaki ilk AK Parti hükümetinde başbakan yardımcılığı üstlenecek olan Ertuğrul Yalçınbayır, o dönem Anavatan Partisi Bursa Milletvekili olarak TBMM Anayasa Komisyonu Başkanlığı görevinde bulunuyordu.
İşte…
Bugün 12 Eylül Anayasası olarak tanımlanan ve değiştirilmesi istenen anayasa ilk o dönem geniş kapsamlı bir paketle değişti.
Hem de…
Koalisyon hükümeti olmanın verdiği zorluklara ve önce koalisyon partileri arasında uyum sağlama sıkıntısına karşın ciddi bir değişiklik yapıldı.
Ardından…
Dönemin Anavatan Partisi Genel Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz ile ciddi anlamda siyasi bakış anlaşmazlığına düşen Ertuğrul Yalçınbayır yeniden aday gösterilmediği için Anayasa Komisyonu Başkanlığı’ndan ayrıldı.
Yerine de…
Yine Anavatan Partisi’nin bir başka Bursa Milletvekili aday gösterildi: Turhan Tayan.
Böylece…
Doğru Yol Partisi Genel Başkanı Tansu Çiller ile anlaşmazlığa düşmesi sonucu, Bursa’da yapılan önseçimde açık ara birinci çıkmasına karşın milletvekili adayı gösterilmeyeceğini öğrenince 1999 seçimlerinde Anavatan Partisi’ne geçmek zorunda kalan Tayan, bir başka hemşerisinden sonra TBMM Anayasa Komisyonu Başkanlığı görevini devralıp, o dönemki siyasi konumu gereği Anavatan Partisi Bursa Milletvekili olarak üstlendi.
İkinci büyük anayasa değişikliği paketini de Turhan Tayan başkanlığındaki Anayasa Komisyonu hazırladı.
Anımsıyoruz da…
Tayan, siyaset ve hukuk çevrelerinde sivil anayasanın ilk adımı kabul edilen ve o döneme kadarki en geniş kapsamlı anayasa değişikliği paketini başarıyla hazırladı ve tıpkı kendisinden önce görev yapan Yalçınbayır gibi Meclis uyumu ile TBMM Genel Kurulu’ndan geçirdi.
Daha açık söylemek gerekirse…
İkinci anayasa değişikliği paketin hem hazırlanışında, hem Meclis’ten geçişinde Turhan Tayan büyük çaba harcayıp sorumluluk üstlendi.
Bu pakette dikkat çeken en önemli değişikliklerden bir parti kapatmaları ile ilgiliydi.
Nitekim…
2007 seçimleri sonrası çok ciddi bir kapatma davası ile karşı karşıya kalan Adalet ve Kalkınma Partisi’ni; Anayasa Mahkemesi’ndeki yargılama sonucu 6 üyenin kapatma yönünde oy kullanmasına karşın yeterli sayı 7 oya ulaşılamadığı için kapanmaktan kurtaran düzenleme, Tayan başkanlığında gerçekleştirilen 2001 Ekim’indeki ikinci anayasa değişikliğiyle getirilmişti.
Bugün ise…
Türkiye Büyük Millet Meclisi, bugüne kadarki tüm değişikliklerden daha büyük ve çok daha fazla tartışılan bir anayasa değişikliği paketinin görüşmelerine başlanıyor.
Yeni pakette…
Parti kapatmalarını daha da zorlaştırmaya yönelik maddeler yine var. Ama kamuoyu gündemine daha çok yargı sistemine müdahale olarak algılanıp yorumlanan düzenlemeler geldi.
Bu paketin bir farkı daha var ki, o da siyaset alanı adına sorgulanıyor:
Yalçınbayır ve Tayan’ın Anayasa Komisyonu Başkanı olarak hazırlayıp kabul edilmesini sağladıkları anayasa değişikliği paketleri bir uzlaşma ürünüydü. En azından 3 koalisyon partisinin tam mutabakatı vardı.
Şimdi gündemde olan anayasa değişikliği ise yalnızca iktidar partisinin, yani Adalet ve Kalkınma Partisi’nin hazırladığı bir paket.
Görünüşe göre…
Diğer partilerle değişiklik arayan iktidar partisi arasında uzlaşma da yok.
O bakımdan…
Meclis’teki görüşmeleri bugün başlayacak olan anayasa değişikliği paketi için evet oylarının daha çok çıkacağı belli olmakla birlikte; referandum yolunu Meclis’teki oylamadan çıkan sonucun mu, yoksa Cumhurbaşkanı’nın tercihinin mi açacağı merak ediliyor.