CHP’de Parti Meclisi için yarış başladı, “eski ekip” bir kez daha bölündü

Takvim işliyor… İlçe ve il kongrelerini tamamlayan Cumhuriyet Halk Partisi’nin önünde şimdi 22-23 Mayıs tarihlerinde Ankara’da gerçekleştireceği kurultay var.
Bu kurultayın şimdiden belli olan bir tek sonucu var: Deniz Baykal yeniden CHP Genel Başkanı seçilecek.
Çünkü…
Mustafa Sarıgül’ün planladığı sürecin dışına çıkılması nedeniyle yarışmak zorunda kaldığı 4 yıl önceki kurultaydan bu yana genel başkan adayı çıkmıyor.
O nedenle…
Son iki kurultay, Parti Meclisi’ne girebilme kulislerine sahne oluyor.
Nitekim…
Başka illeri bilemiyoruz ama, Bursa açısından bakıldığında, 22-23 Mayıs kurultayı yaklaşırken parti içi yarışın PM kulisinde hızlandığı görülüyor.
Üstelik…
Bursa’da artık gözler önünde sergilenmeye başlanan PM yarışının parti içi yapılar ve dengeler açısından da özel bir önemi var.
Aslında…
Kurultaylara yönelik hamleler, yalnızca siyaset yapılan il yeterli olmadığı için, dışarıdan destek sağlamaya yönelik hamleler nedeniyle beraberinde özel stratejileri de getiriyor.
Örneğin…
Kemal Demirel’in yıllar önce Parti Meclisi’ne ilk girişini anımsıyoruz.
O dönem…
Demirel’in gündeminde “Bursa’ya tren gelmesi” için kampanyalar vardı. Bu kampanyaları da Bursa’dan başlayıp Anadolu’nun büyük bölümüne yaydı.
Gerçi…
Anadolu illerinde “Bursa’ya tren” kampanyası kapsamında toplantılar düzenleyip açıklamalar yaptığında, Bursa’da kimileri Kemal Demirel’i gülümseyerek ve dudak bükerek izliyorlardı ama o kampanya Demirel’in pek çok Anadolu kentinde tanınmasını ve oradaki kurultay delegeleriyle doğrudan temas kurmasını sağladı.
Bu da Kemal Demirel’i sağlam adımlarla PM’ye taşıdı, hatta oradan da Merkez Yürütme Kurulu’na çıktı.
O süreç şimdi geride kaldı. Kemal Demirel’in de o dönemdeki gibi ısrarı gözükmüyor. Fakat bu görüntü Demirel’in PM istemeyeceği anlamına gelmez.
Çünkü…
CHP’nin milletvekili çıkaramadığı illeri ziyaret edip “Ben sizin de milletvekilinizim” sloganıyla onların sorunlarını soru önergeleri halinde TBMM’ye taşımayı sürdürüyor.
Yani…
Anadolu’ndan elini çekmiş, ayağını kesmiş değil. Onun için, Parti Meclisi hesabı yaparken Kemal Demirel’in de göz ardı edilmemesi gerektiğini düşünüyoruz.
Bunun dışında…
Bursa bugün PM’de Ali Nihat Irkörücü ile temsil ediliyor. Üstelik Irkörücü geçen dönem CHP Bursa örgütü ve milletvekillerinin tam desteği ile aday gösterilmiş ve seçilmişti.
Şimdi ise kulislerde Ali Nihat Irkörücü’nün yanı sıra, Bursa Milletvekili Abdullah Özer ve Nilüfer İlçe Başkanı Metin Çelik’in de adaylıkları konuşuluyor.
Hatta…
Özer’in nabız yoklamanın ötesine geçip, PM için ciddi bir çalışmaya girdiği, Genel Merkez’deki bazı parti büyüklerinden destek aldığı da kulislerdeki konuşmalar arasında öne çıkıyor.
İşte…
Bu noktada CHP’nin son dönemine damga vuran ekip siyaseti anlayışındaki değişimler akla geliyor.
Anımsanacaktır…
Abdullah Özer’in il başkanı olduğu dönemde Osmangazi İlçe Başkanı Ahmet Memişoğulları, Yıldırım İlçe Başkanı Ali Nihat Irkörücü, Nilüfer İlçe Başkanı Metin Çelik tam bir ekip siyaseti uygulamışlar, âdeta yumruk gibi birbirlerine bağlanmışlardı. Âdeta içtikleri su bile ayrı gitmiyordu.
Ekip başı ise Kemal Demirel’di.
Sonra…
2007 genel seçimleri arasında bu ekip, hepsinin birden milletvekili aday adayı olması nedeniyle tam ortadan ikiye bölündü.
Yeni yapıda…
Kemal Demirel, Ahmet Memişoğulları ve Metin Çelik bir cephe oluşturdular. Abdullah Özer ile birlikte, il başkanlığını bıraktığı Gürhan Akdoğan ve Ali Nihat Irkörücü de bu yeni yapıda ayrı ekip oldular.
Böyle bir ortamda gidilen il kongresinde görünüşte Gürhan Akdoğan ile Ahmet Memişoğulları yarıştılar.
Deniz Baykal’ın bile delegeleri telefonla arayarak müdahil olduğu bu yarışta Memişoğulları’na en büyük destek Kemal Demirel ve Metin Çelik’ten geldi. Abdullah Özer ve Ali Nihat Irkörücü ise, Onur Öymen’in de güç veren desteğiyle Akdoğan’ın seçilmesini sağladılar.
O kongreden sonraki kurultay, ekip uzlaşması gösterdi ve Bursa örgütü kurultayda Irkörücü’nün Parti Meclisi’ne girmesini sağladı.
Görünen o ki…
Geçen kurultay öncesi tam ortadan ikiye bölünen ekip, bu kurultay öncesinde Özer’in kulise girmesiyle yeni bir bölünme yaşıyor. Bu da herkesin gözü önünde gerçekleşiyor.
Kulislere baktığımızda şunu görüyoruz:
2007 öncesindeki ekipten Memişoğulları bugün dışarıda kaldı. Çelik uyumlu davranmaya özen gösterse de, Özer, Irkörücü ve İl Başkanı Gürhan Akdoğan’la arasında hep belli bir mesafe oldu.
Şimdi ise…
Kulislerdeki hareketlerden Özer ve Irkörücü’nün karşı karşıya geldikleri anlaşılıyor.
Bu noktada…
Yine resmi bir açıklama yapmamasına ve ağzından net bir ifade çıkmamasına karşın, birlikte hareket ettikleri görüldüğü için İl Başkanı Akdoğan’ın PM için Irkörücü’ye destek vereceği öngörülüyor. Bu desteğe, Öymen’i eklemek de mümkün.
Özer’in ise, daha ilçe kongreleri yapılırken bazı ilçelerde il delegeliği için isimler önerdiği, il kongresinde de kurultay delegeliği listesine bazı isimleri sokmak istediği, Akdoğan’la arasındaki ilk ayrılığın da kurultay delegeliği listesinde çıktığı kulislerde konuşuluyor.
Bu yarışta…
Tabloya bakıldığında; İl Başkanı Gürhan Akdoğan ile birlikte kurultay delegeleri listesinde de ağırlığın desteğini aldığı görülen Ali Nihat Irkörücü’nün daha şanslı olduğu görülüyor.
Özer’in örgütten delege bazında desteği zayıf ama Genel Merkez bağlantıları yabana atılacak gibi değil. Çelik bu yarışta şansı en az olan isim ama bu gibi karışık ortamlar sürprizlere de gebe olabilir. Kemal Demirel ise gelişmeleri izlerken eski günlerin hesabını kafasından geçiriyor.
Sonuç olarak şunu söylemek mümkün:
2007’ye kadar ekip siyaseti ile gelen kadro, 2007’deki adaylık ve geçen il kongresinde ortadan bölünmüştü. Şimdi yeni bir bölünme daha yaşanıyor. Partinin son dönemini dizayn eden Akdoğan-Irkörücü birlikte yürüyüşlerini sürdürürken, Özer’in ayrıldığı görülüyor.
Bakalım…
22-23 Mayıs kurultayı CHP Bursa’da başka ne gibi sonuçlara yol açacak.