BGC Başkanı Nuri Kolaylı: Daha demokratik Anayasa tartışılırken toplumun bölünmesi kabul edilemez

Üyesi olmaktan onur duyduğumuz Bursa Gazeteciler Cemiyeti 63 yıldır Bursa basınını bir arada tutan en önemli meslek örgütü olmasının yanında, toplumsal sorumluluğunu da yerine getiriyor.
Üstelik…
Yapılanmasından yönetim anlayışına kadar aynı zamanda Türkiye’ye örnek bir meslek örgütü özelliğini taşıyor.
Nitekim…
6 Nisan 2010 Salı akşamı, geleneksel Gazetecilik Başarı Ödülleri Yarışması Ödül Töreni’nde bu özelliğini bir kez daha gösterdi ve Türkiye genelindeki Gazeteciler Cemiyeti Başkanlarını o gece Bursa’da bir araya getirdi.
Aynı gün…
Yine Bursa Gazeteciler Cemiyeti’nin Nilüfer Belediyesi ile birlikte organize ettiği ve bir Bursa klasiği olan Aydınlarla Yüz Yüze etkinliği için Bursa’ya gelen son dönem Türk basınının en büyük patronu Aydın Doğan da BGC’nin ödül törenine katıldı.
Böylece…
Bursa basını, Türkiye’deki bir çok Gazeteciler Cemiyeti Başkanı ve basının en büyük patronu Aydın Doğan’ı buluşturan BGC önderliğini bir kez daha göstermiş oldu.
İşte…
Bu gecede Bursa Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nuri Kolaylı’nın yaptığı konuşma, Bursa’dan kamuoyuna önemli bir mesaj özelliği taşıyordu.
Konuşmasına…
Basının, gelişmiş demokrasilerin olmazsa olmaz kurumlarının başında geldiğini belirten BGC Başkanı Kolaylı, ardından da son dönemde yaşanan gelişmelerin ışığında basın özgürlüğü ve yargı bağımsızlığı konularına dikkat çekti.
Özellikle…
“Daha demokratik bir Anayasa’ya ihtiyacımız olduğu tartışılmaz bir gerçektir” diyen Kolaylı önemli bir tespit yaptı:
“Türkiye’de yargı yetkisi bağımsız mahkemeler ve yüksek yargı organları tarafından kullanılır. Anayasa’da yargı bölümü, hukuk devleti ilkesi esas alınarak mahkemelerin ve yargıçların bağımsızlığı ve yargıç güvencesi temeli üzerine oturtulmuştur. Bunun yeterliliği tartışılsa bile, asla gerisine düşülemeyecek düzeyde insan hak ve özgürlüklerine güvence sağlama amaçlı olduğu açıktır.”
Ardından…
Kamuoyuna yansıyan, TBMM Anayasa Komisyonu’nda da görüşmelerine başlanan Anayasa değişikliği çalışmalarıyla ilgili kaygısını ortaya koydu:
“Buna karşılık, mevcut siyasal ortamda gündeme getirilen Anayasa değişikliğinin, özellikle Anayasa Mahkemesi ile Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun yapısını değiştirmeyi hedeflemesi kafalarda ciddi soru işaretlerine neden olmaktadır.”
Sonra da…
Hem önerisini ortaya koydu, hem kaygıya dayalı eleştirisini dile getirdi:
“Gündeme getirilen değişikliğin toplumun her kesimiyle konuşarak, danışarak, sivil toplum kuruluşlarının, üniversitelerin, sendikaların, baroların, bütün siyasal partilerin katılımıyla olgunlaştırılması gerektiğini düşünüyorum. Ancak, daha demokratik bir Anayasa tartışılırken, toplumun ikiye bölünmek istenmesini kabul edilemez buluyorum.”
Yanı sıra…
BGC Başkanı Nuri Kolaylı, gazeteciler için anlamı büyük olan bu gecede basının durumuna da değindi:
“Türk basını da zor bir dönemden geçmektedir. Özellikle 2010 yılı ile birlikte, basın sektöründe çalışan gazetecilere yönelik işten çıkarmaların hız kazandığını üzüntüyle gözlemliyoruz. Mali sıkıntı, kadro küçültme gibi gerekçelerle meslektaşlarımız işten çıkartılmaktadır.”
Yapılması gerekeni şu sözlerle ortaya koydu:
“Kamuoyunun yansız ve doğru bilgilenmesi için çaba gösteren, ülkemizde basın özgürlüğünü gerçekleştirme yolunda özveri ile çalışan meslektaşlarımızın, sosyal güvence ve örgütlenme haklarının hayata geçirilebilmesi, çalışma koşullarının iyileştirilebilmesi için gerekli yasal düzenlemelerin yapılması gerekmektedir.”
Şu sözleri de gazeteciler adına çok önemli:
“Unutulmamalıdır ki; Sosyal Güvenlik Reformu kapsamında gazetecilerin elinden alınan yıpranma hakkı, meslektaşlarımıza yapılan büyük bir haksızlıktır. Meslektaşlarımızın özlük haklarına kavuşması elbette tek başına yeterli değildir. Sosyal haklarımızın yanında, basın özgürlüğünün de gerçek anlamda sağlanması gerekmektedir.”
Acı tabloyu gözler önüne serdi:
“Türkiye’de kurumlara ve gazetecilere yönelik baskılar sürmekte ve gazetecilerin basın özgürlüğü sorunu hala devam etmektedir. Türk Ceza Yasası ve Terörle Mücadele Yasası’nın çeşitli maddelerinde, ifade özgürlüğünü kısıtlayan düzenlemeler yer almaktadır.”
Son olarak da kanun yapıcı otoriteye seslendi:
“Meslektaşlarımızın mahkûm edilmesine, kurumların ise baskı altına alınmasına neden olan maddelerin yeniden ele alınarak, basın özgürlüğünü sağlayacak yasal düzenlemelerin yapılmasını beklemekteyiz.”