Timsah sahada, taraftar tribünde hep birlikte şampiyonluğa yürüyor

İnkar edecek halimiz yok… Geçen sezon Sivasspor ligin tozunu atarken büyük bir keyifle izliyor, açık açık şampiyonluğunu istiyorduk.
Bu sezon…
Ligin tozunu Bursaspor atıyor. Bursaspor taraftarı bir gazeteci olarak timsahın bu muhteşem yürüyüşünü gururla izliyoruz. Kalbimiz heyecanla çarpıyor.
Üstelik…
Bursaspor’un bu muhteşem şampiyonluk yarışında, Anadolu takımları taraftarlarının kalplerinin de timsahla birlikte attığını biliyor, görüyor ve inanıyoruz.
İstanbul’daki son maçımızın ardından Kasımpaşa taraftarının Bursaspor ve Ertuğrul Sağlam’a gösterdiği sevgi de bu söylediklerimizin kanıtı.
Kaldı ki…
Benzer desteğe biz 1993-1994 sezonunda Anadolu’nun her yerinde tanıklık ettik.
O sezon…
Bursaspor lige Piontek’in teknik direktörlüğünde çok büyük bir sükseyle girmişti. Biz de Bursaspor’un içeride-dışarıda tüm maçlarını Radyoaktif’ten Bursa’ya anlattık.
Galiba…
O maç naklen yayınlarıyla da taraftar gözüyle maç anlatımını ilk biz gerçekleştirdik.
İşte…
O sezon maçlarını anlatmak için Bursaspor’un peşinden gittiğimiz Anadolu kentlerinde bizzat gözlemledik. Bursaspor nereye gitse büyük bir sevgi ve ilgiyle karşılaşıyordu. Anadolu takımlarının taraftarları Bursaspor’a sempatiyle bakıyorlar ve “Anadolu’dan bir şampiyon çıkacaksa o takım Bursaspor olur” diyorlardı.
Piontek’li sezon başlangıcı büyük bir sükseydi. Ama Danimarkalı teknik adam milli takımdaki başarısını Bursaspor’da gösteremedi.
Aradan 17 koca yıl geçti. O süreçte Bursaspor sıkıntılar yaşadı, hatta ligden bile düştü.
Fakat…
Şimdi şampiyonluğa koşan bir takımımız var. Geçmişte maçın sonunu dokuz doğurarak getiren tribünler Ertuğrul Sağlam’ın takımını büyük bir keyifle ve güven duyarak izliyorlar.
Timsah’ın yeşil sahadaki yürüyüşü tek başına olmuyor elbette. Tribünlerde de inanılmaz bir şampiyonluk yürüyüşü var. Herkes Bursaspor için kenetlendi.
Ankaragücü zaten kardeş kulübümüz. Bursapor’un sahadaki başarısının en az Bursaspor taraftarı kadar kardeş Ankaragücü taraftarının da mutlu ettiğini gayet iyi biliyoruz. Kasımpaşa maçı sonrası Bursaspor’a gösterilen sevgi, Anadolu’nun da bakışını gösteren bir tablo oldu.
Bu noktada…
Karda, yağmurda, çamurda en uzak deplasmanda bile takımını yalnız bırakmayan Bursaspor taraftarı gittiği yerlerde iz bırakıyor.
Dahası…
Ülkenin her yerindeki üniversitelerde okuyan ve Üni-Timsah olarak örgütlenen üniversite öğrencisi Bursasporlular da çok büyük katkı sağlıyorlar. Yani artık Bursaspor’un da, Bursa’dan gidenlerin yanında gittiği yerlerde bulduğu taraftarı var.
İşte bu taraftarın aldığı kararlar çok önemli:
Artık küfürlü tezahürat yapılmayacak, taraftar kendi takımından başka kimseyle ilgilenmeyecek.
Geçen hafta Diyarbakır’da yaşananlardan sonra, Bursaspor kafilesinin canlarını zor kurtararak Bursa’ya dönmeleri de taraftarın aldığı kararın ne kadar önemli olduğunu gösteriyor.
Şimdi…
Sahada başarıdan başarıya koşan futbolcuların yanında tribünlerin de herkese dostluk eli uzatarak, yalnızca kendi takımını destekleyerek bu yarışta yer almaları ve dosta-düşmana “İşte şampiyonluğa koşan takım, işte arkasındaki muhteşem taraftar” dedirtmeleri, bugünün ve yarının önemini daha da arttırıyor.
İşte…
Tam da bu noktada, üstelik Diyarbakır’da yaşananlardan sonra herkesin aklına geliveren bir tribün husumeti var:
Ligin son maçında Bursa’da oynanacak olan Beşiktaş maçı.
Gelen izlenimlere göre herkes şimdiden gözünü bu maça çevirmiş durumda. Üstelik, ligin gidişatı bu maçın final maçı olabileceğini gösteriyor.
Peki…
O maçta Bursaspor taraftarı ne yapacak?
Bir başka soru:
İstanbul’da söz vermelerine karşın İnönü Stadı kapılarını Bursaspor taraftarına açmayanlara karşılık Bursa Atatürk Stadı’nın kapıları Beşiktaş taraftarına açılacak mı?
Gördüğümüz kadarıyla kimileri kısasa kısas anlayışını savunuyor.
Ne var ki…
Diyarbakır’da Bursaspor’un yaşadıkları da bu muhteşem şampiyonluk koşusunda başka takım taraftarlarıyla kavgalı ya da husumetli olmanın anlamsızlığını ortaya koyuyor.
Eğer…
Bu yürüyüşte Bursaspor eski husumetleri bir kenara bırakacaksa o gün işte tam da bu gün olarak önümüzde duruyor.
Ne var ki…
Bunu da yalnızca tribünlerin çözmesini beklemek doğru değil. Sorunu karşılıklı olarak çözmeye yönelik adım atılacaksa, camiaların o adımı atması gerektiği ortada.
Bir şey yapılacaksa da son günün gerginliğini beklememek gerekiyor.