Her yıl karşımıza çıkan konu yine geldi: Amerika Ermeni soykırımı yasa tasarını kabul edecek mi?

Dış politikada her yıl karşımıza çıkan bir sorun var: Acaba Amerika Birleşik Devletleri, sözde Ermeni soykırımı yasa tasarını kabul edecek mi?
Açıkça söylemek gerekirse…
Her yıl  Ermenilerin soykırımın yıldönümü olarak kabul ettirmek istedikleri 14 Nisan yaklaşırken toplum olarak hepimizi bu sorunun huzursuzluğu kaplıyor.
İşte…
Yine 14 Nisan yaklaştı ve Amerikan Senatosu’ndan kararı geçirmek için yine Ermeni lobisi çaba halinde.
İlk etapta…
ABD Temsilciler Meclisi’nin Dış İlişkiler Komisyonu yarın yapacağı toplantıda bu konuyu ele alacak. Tasarı komisyondan geçerse Temsilciler Meclisi’ne ve daha sonra da Senato’ya gelecek.
O bakımdan…
Yarın, Türkiye için her yıl tekrarlanan kritik günlerden birini oluşturuyor.
Peki…
Ermenistan’la yakınlaşma protokolunun imzalandığı, iki ülke arasında karşılıklı adımların atıldığı bu süreçte, ABD Temsilciler Meclisi’nin Dış İlişkiler Komlisyonu bu yasa tasarını kabul edip yasalaşması yolunu açar m?
Soruyu…
Geçen yıl olduğu gibi yine Bahçeşehir Üniversitesi Amerikan Araştırmaları Merkezi Başkanı Burak Küntay’a sorduk.
O da…
Uzmanı olarak farklı pencerelerden bakıp konuyu yorumladı.
Söze de…
“Geçen yıl bana sorduğunuzda, en riskli dönem olduğunu söylemiştim” diyerek başladı ve neden geçen yılın riskli olduğunu anımsattı:
“Çünkü geçen sene Obama göreve yeni gelmişti. Göreve yeni geldiği için, seçimden yeni çıktığı için, normal olarak bir başkan adayından beklendiği gibi halka verdiği sözün peşinde durmak isterdi.”
Sonra da…
Bu yıla ilişkin görüşünü şu şekilde açıkladı:
“Geçen sene bu rüzgar kırıldı. Bence, bu sene herkes ne derse desin, bu risk nispeten biraz daha azaldı. Ama azaldı derken yine çok ciddi anlamda bir risk olarak durduğunu da anımsatmak isterim.”
Risk olarak gördüğü durumu şöyle açıkladı:
“Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Peloci bilindiği gibi demokrat. Ayrıca, California eyaletinin, yani Ermenilerin en yoğunlukta yaşadığı eyaletin, üstelik Ermenilerin daha da yoğun yaşadığı San Francisco şehrinin milletvekili. Dolayısıyla bu konuda artık Nancy Pelosi’ye çok ciddi bir baskı var.”
Şöyle devam etti:
“Tek sorun Nancy Pelosi değil. Ermeniler de Amerika’da ‘Bakın Türkiye size söz verdiği gibi Ermenistan’la yakınlaşma konusunda Meclis’ten yasayı geçirmiyor’ diye propaganda yapıyorlar.”
Bu noktada…
Kritik bağlantının altını özenle çizdi:
“Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan da aralık ayında Washington’da katıldığım bir toplantıda, Karabağ sorunuyla Azerbaycan arasında ilerleme olmadığı takdirde bunu Meclis’e getirmeyeceklerini açıkça dile getirdi.”
Şunu vurguladı:
“Bence burada Sayın Başbakan’ın yaptığı doğrudur.”
Gerekçe şu:
“Çünkü Türkiye sınırlarını açma ile, Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki Karabağ sürecini birbirine bağlantılı iki süreç olarak görüyor.”
Önemli bir izlenimini aktardı:
“Ama Amerika Birleşik Devletleri Dışişleri Bakanlığı’nda ocak ayında yaptığım bir toplantıda, Amerikan Dışişleri’nin bu konuya birbirine bağlantılı değil de paralel, yani birbirinden bağımsız iki konu gördüğü izlenimi edindim.”
Kritik izleniminin ardından, Bahçeşehir Üniversitesi Amerikan Araştırmaları Merkezi Başkanı Burak Küntay’a tasarının geçip geçmeyeceğini sorduk.
Şu cevabı verdi:
“Geçen seneye göre geçme ihtimali bence daha az. Geçen sene daha riskliydi. Ama yine de ciddi bir risk yok diyemem.”
••••••••••
Bir soru daha:
Peki, bu konu nasıl çözülecek? Her sene aynı sorun tekrarlanıp sonsuza kadar gidecek mi?
Küntay, kritik soruya iki farklı pencereden bakarak cevap verdi.
Bir…
Birincisi, Türkiye artık ‘Bununla mı uğraşacağım?’ deyip konuyu gündemden çekmek mücadelesi yerine geçerse geçsine getirebilir.”
Böyle bir yaklaşımın zararını ortaya koydu:
“Eğer bu yol seçilirse, dünyanın en önemli parlamentosundan böyle bir tasarı geçmiş olur. Haliyle Türkiye için ve Türk Milleti için iyi bir şey olmaz.”
Şunu da anımsattı:
“Ama bir çok kimsenin dediği gibi, bu bir kanun değil, teklif. Fransa, Arjantin, İsviçre gibi hukuki bağlayıcılığı olmayan bir şey. O bakımdan sosyal ve psikolojik etkilerinin dışında kanun olarak etkisi olmaz.”
Düşüncesi net:
“Bence Türkiye hiçbir zaman bu yolu seçmez ve zaten seçmemeli de.
İki…
“Türkiye Amerika’daki Türk lobilerine madden ve manen organizasyonla destek olur. Amerika’daki Türkler zaten son yıllarda iyi giden ve gelişen organizasyon süreçlerine daha da fazla ağırlık vermek suretiyle daha bilinçli ve daha aktif bir politika geliştirirler.”
Asıl yapılması gerekeni gösterdi:
“Hepsinden önemlisi, Azerbaycan da sürece tam anlamıyla Amerika’yı, Rusya’yı, yani Minsk Üçlüsü’nü katıp gelişmeleri hızlandırmak için ikna eder ve böylece Karabağ konusunda daha aktif rol alır. O gelişmeler sonunda da Türkiye sınırlarını açar.”
Öngörüsü şu:
“Eğer bunlar olabilirse, Amerikan Kongresi üzerindeki sözde Ermeni soykırımı tasarısının baskısı da azalır.”