Devlet Bakanı Faruk Çelik’ten gündem sarsıcı, ezber bozan açıklamalar

Adalet ve Kalkınma Partisi Bursa Milletvekili Faruk Çelik, 5 yıl süren başarılı Grup Başkanvekilliği’nin ardından, 22 Temmuz 2007 seçimleri sonrası kurulan yeni hükümette Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı olarak yer aldığında şaşıranlar olmuştu.
Üstelik…
”Çalışma Bakanlığı çok zor bir bakanlıktır, acaba Başbakan Faruk Çelik’i harcamak için mi oraya verdi?” tartışmaları yapılmıştı.
Ama…
Çelik, yıllardır sessiz kalan bakanlığı bir anda harekete geçirdi ve siyasetçilerin kolay kolay göze alamayacağı sosyal güvenlik reformunu çıkararak elini taşın altına soktu.
Çalışma alanı gibi çok zor bir konuda görev üstlenmesine karşın, hükümetin en başarılı bakanlarından biri olarak dikkat çekti.
Ardından…
Hükümette değişiklik yapılınca bu kez Diyanet ve dış Türkler konularından sorumlu Devlet Bakanı oldu.
Aynı çevreler…
Bu kez de, “Başbakan Faruk Çelik’i cezalandırdı, artı siyasi ömrü bitti, adı bile duyulmayan bir bakanlığa getirildi” yorumlarını yapıp yeni siyaset senaryoları için arayışa girdiler.
Gelin görün ki…
Bulunduğu yere canlılık ve hareket getiren Çelik, burada da çok ciddi hamlelerle en çok tanınan ve en çok tanınan bakanlar arasına girdi.
Örneğin…
Türkiye’nin en netameli konularından birine Alevi Açılımı toplantılarıyla el attı ve çok önemli bir noktaya gelinmesini sağladı. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın teşkilat yasasını çıkardı.
En önemlisi…
Bugüne kadar kimsenin üzerinde durmadığı dış Türkler konusunu ciddiyetle ele aldı ve kurulmasını sağladığı başkanlık ile bakanlığını da teşkilat sahibi yaptı.
Türk dünyasının temsilcilerini ilk kez İstanbul’da toplayarak birliğin çatısını ilan ederken bu Türkiye’nin önderliğinin de ilanı anlamına geliyordu.
Bunu…
Bugüne kadar hiç gündeme gelmemiş Roman Açılımı ile kamuoyu önünde çok daha farklı bir noktaya taşıdı.
Geçen hafta İstanbul’da yapılan ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın da katıldığı Roman Açılımı toplantısı, siyasete sempati anlamında çok önemli sonuçlar verdi.
Derken…
Devlet Bakanı Faruk Çelik son üç gündür, bir siyasetçi yaklaşımı olarak çok ciddi bir konuda çok önemli tavırlar sergiliyor.
Konu…
Erzincan iddianamesinde yer alan ve 3. Ordu Komutanı Orgeneral Saldıray Berk’in bazı Alevi köylerini ziyaret ederek yardım yaptığı iddiası.
Çelik’in bu iddialara “Komutan Alevi köylerini gezip yardım yapmışsa ne olmuş?” çıkışı Hürriyet gazetesinin manşetinde yayınlandığında çok kişinin gözleri faltaşı gibi açıldı.
Çünkü…
Kamuoyunun bir bölümü, Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı’nın tutuklanmasına kadar varan olaylarla hükümet uygulamaları ya da düşünceleri arasında bağ olduğuna inanıyordu.
Fakat…
Bakan Çelik bugün NTV’de yayınlanan açıklamalarıyla ezber bozan siyasetçi olarak bir kez daha çok önemli adım attı.
Öncelikle…
Hükümetle Erzincan iddianamesi arasında bağ olmadığını vurgulayan Çelik, iddianameye konu olan ziyaretler için “Alevi köyü ya da başka köy ayrımı yapılabilir mi? Hepsi bizim köyümüz. Komutan oraları ziyaret etmişse iyi yapmış” yaklaşımını sürdürdü.
Dahası…
Savcılara da bu konularla iddianameler arasında bağ kurmamaları uyarısını yaptı.
Doğrusu…
Bu tür konularda siyasetçiler çok atak davranmazlar ve görüş belirtmekten kaçınırlar.
Oysa…
Temsil ettiği siyasi görüşün hassas kabul ettiği dengelere karşın Çelik siyasette risk almayı seven özelliğini de sergiliyor ve çalının etrafından dolaşmadan, çok zor konularda doğrudan samimi görüş ortaya koyuyor.
Açıkça söylemek gerekirse…
Her an tökezlemesini ve hata yapmasını bekleyenlere nazire yaparcasına Devlet Bakanı Faruk Çelik netameli konularda attığı cesur adımlar ve kritik konularda samimi yaklaşımını ortaya koyan ezber bozan açıklamalarıyla kamuoyu gözünde her geçen gün daha fazla büyüyor.
Toplumun ihtiyacı olan önder siyasetçi profili de bu.