CHP’li muhaliflere, hakkında dava açılan isimlerden Nuran Boyraz’ın çağrısı var

Süreci bir kez daha uzun uzun anlatmaya gerek yok…9 Mart Salı günü bu sayfalardan duyurduğumuz gibi, Cumhuriyet Halk Partisi’nde yeni bir dava süreci başladı.
Daha doğrusu…
CHP’yi ilgilendiren yeni bir dava sürecinin başladığını vurgulamak gerekiyor.
Çünkü…
CHP Osmangazi’yi olağanüstü kongreye götürmesi için mahkemenin atadığı kayyum heyeti, kongre hazırlıkları sırasında bazı usulsüzlükler yapıldığı gerekçesiyle Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulundu.
Bunun üzerine…
Soruşturmasını tamamlayan Cumhuriyet Savcılığı tarafından 9. Asliye Ceza Mahkemesi’ne dava açıldı.
İşte…
Bu davada yargılanacak olan isimlerden biri de, Kurtuluş Akdeniz döneminde CHP Osmangazi İlçe yönetiminde görev yapan Nuran Boyraz.
Uzun yıllardır tanıdığımız, iş ve siyaset çalışmalarını yakından izlediğimiz Nuran Boyraz, davanın açılmasından sonra bize bir elektronik posta gönderdi.
Aynen yayınlamamızı rica ettiği postasına “Biliyorsun, ben evli ve 2 kız çocuğu annesi, çalışan, belli bir statüsü ve sosyalliği olan bir bayanım. Aynı zamanda da CHP li muhalif arkadaşlarımızın mahkemeye verdiği 8 kişiden biriyim” diyerek başlayan Boyraz duygularını şöyle aktarıyor:
“Hayatımda ilk kez hakkımda bir dava açıldı, hayatımda ilk kez bir savcıya ifade verdim. Bir bayan olarak  çok üzüldüm, çok sıkıldım ve büyük bir utanç duydum.”
Şunu sorguluyor:
“Neymiş suçumuz, Siyasi Partiler Kanunu’na aykırı hareket etmişiz. Peki kim bizi dava etmiş? Aynı partide aynı amaç uğruna siyaset yaptığımız, mücadele arkadaşlarımız.”
Sonra da açık açık soruyor:
“Şimdi bu arkadaşlarımıza sormak istiyorum. Sevgili arkadaşlarım siz kimi, kime dava ediyorsunuz? Bu enerjinizi, bu mesainizi, bu zamanınızı neden siyasi kulvarda değil de, mahkeme salonlarında harcıyorsunuz? Bay ve bayan siyasi arkadaşlarınızı mahkeme koridorlarında süründürmek hiç mi canınızı acıtmıyor? Bunları yapacağınıza, siyasette haklı yerinizi almak için neden gelip birlikte, omuz omuza   mücadele etmiyorsunuz?”
Ardından…
Kendilerini dava ettiklerini düşündüğü partililere sitem soruları yöneltiyor:
“Sizin dava edeceğiniz kişiler  biz değiliz. Ülkemizin içinde bulunduğu durum korkunç derecede vahim. Televizyon izlemiyor musunuz? Gazete okumuyor musunuz? Haber kanallarınızın hepsi mi kapalı? Siz kime karşı savaş veriyorsunuz? Bu nasıl sosyal demokratlık? Hangi anlayışa sığdırabiliyorsunuz bunu?”
Kendini şöyle anımsatıyor:
“Çocuklarım olmadan önce yaklaşık 5-6 yıl CHP de aktif siyasette bulunmuştum.  Evliliğim ve 2 kızımın yaşlarının küçüklüğü nedeniyle 10 yıl kadar siyasete ara verdim.”
Şunun altını çiziyor:
“Malum, hem çalışan bayan olmak, hem anne olmak, hem evinin kadını olmak, hem de siyaset ne yazık ki çok zor. 2 kızım biraz da olsa  büyüyünce ülkenin gidişatına bakarak siyasete tekrar dönme zorunluluğu hissettim ve tam bir yıl önce yerel seçimler öncesi tekrar siyasete döndüm.”
Açık yüreklilikle şunları söylüyor:
“Bana verilen görevleri eşimden, işimden en önemlisi de 2 yavrumdan  çaldığım zamanlarda büyük bir özveri ve başarıyla gerçekleştirdim. Emeğimi, zamanımı maddi-manevi yapabileceğim hiçbir şeyi esirgemedim.”
Devam ediyor:
“Zaman geldi 2 kızımla saatlerce partide ve parti dışında  çalıştım.”
Yeniden sorulara geçiyor:
“Şimdi bu kadar özveride bulunan bir kadın olarak, bacınız ve kardeşiniz olarak  tekrar soruyorum size: Ben ya da bizler bunu mu hak ettik?”
Soruların ardından da sert bir çağrıyla final yapıyor:
“Şimdi lütfen şapkanızı önünüze koyun ve bir kez daha düşünün. Gelin, olması gereken gibi yan yana olalım. Hak eden hak ettiği yerlere zaten gelir. Unutmayın ki hırs, ego, koltuklar, mevki hepsi gelip geçici. Erdemler kalıcı. Hepinizi en yüksek erdemliliğe davet ediyorum.”
••••••••••
Bu ifadeler…
Hakkında dava açılan eski bir yönetim kurulu üyesi olarak Nuran Boyraz’a ait.
İçinde bulunduğu durum nedeniyle yaklaşımını ve çağrısını duygusal bulanlar olabilir elbette.
Ama…
Konuya bir de “partisi için çalışan biri” olarak bakmak ve kazancı olmayacağı bir çalışmanın sonunda, belki de ilgisinin olmadığı bir uygulamadan dolayı mahkemede yargılanan bir yöneticinin duyguları olarak yaklaşmakta yarar var.