Bahçeli’nin lider olarak en büyük farkı işte bu: Kimseyi korumuyor, tartışmayı partiye bulaştırmıyor

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli, lider olarak pek çok farklı özelliği sahip.
Bununla birlikte…
En hassas olduğu noktanın ise şaibesiz siyaset olduğu bugüne kadarki davranış ve söylemlerinden çok net olarak anlaşılıyor.
Hakkında şaibe söylentisi olanı hem kendi yanından, hem partiden uzak tutuyor. Bu davranışını da hiç ayrım yapmadan uyguluyor.
Nitekim…
MHP’nin dünkü TBMM Meclis Grubu toplantısında Adana Belediye Başkanı Aytaç Durak’la ilgili değerlendirme yaparken “istifa etmesini” istemesi herkese sürpriz geldi.
Ama…
Bahçeli’nin genel siyaset çizgisine ve anlayışına bakıldığında hiç de sürpriz olmadığı görülüyor.
Çünkü…
Bahçeli, hakkında iddialar gündeme gelen bir belediye başkanına sahip çıkıp korumak yerine, o iddiaların partisine sıçramasına ya da bulaşmasına izin vermiyor.
Onun için de…
Adana’da gündeme gelen rüşvet iddiasının doğru olup olmadığı tartışmasına bile girmeden, doğrudan istifa isteyerek farklılığını gösteriyor.
Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Aytaç Durak’ı yakından tanımayız. Fakat, 1984 yılından bu yana her yerel seçimi kazanıp Adana Büyükşehir Belediye Başkanı unvanını koruduğunu biliyoruz.
Üstelik…
Anavatan Partisi’nden çıktığı yolda, bir dönem Doğru Yol Partisi’nden seçim kazandı. Geçen dönem Adalet ve Kalkınma Partisi’nden seçim kazandı. Son seçime de, AK Parti’nin aday göstermeyeceğini anlayınca Milliyetçi Hareket Partisi’nden girdi.
Yani…
Uzaktan anladığımız kadarıyla Durak’ın partilerle siyasi ya da ideolojik bir bağı yok. O partileri yalnızca seçim kazanma aracı olarak görüyor. O nedenle de her seçim ayrı partinin adayı olarak girmeyi önemsemiyor.
Ama…
Az önce de vurguladığımız gibi, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli alışılmış liderlerden değil.
Verdiği kararı, hakkındaki soruşturmanın sonucunu bile beklemeden yaptığı istifa çağrısını bu kapsamda değerlendirmek gerekiyor.
Bu noktada…
Adana’daki iddialardan bir şey çıkmayabilir, Aytaç Durak da aklanabilir. Bahçeli için bunun bile çok önemli olmadığı, onun yalnızca parti adının temiz kalmasını önemsediği net tavrından anlaşılıyor.
Bu karar, alışılmış siyaset uygulaması açısından gerçekten çok önemli ve tam bir dönüm noktası.