Amerika’daki kararın yankıları ve Türk medyasının yanlışları

Amerika Birleşik Devletleri Temsilciler Meclisi’nin alt komisyonlarından biri olan Dış İlişkiler Komitesi’nin aldığı ve Türkler tarafından Ermenilere soykırım uygulandığı anlamına gelen yasa tasarısı Türkiye’nin bugün en büyük tartışma konusu.
Doğal olarak…
Türkiye bu karara tepki gösteriyor. Tepkisini de Cumhurbaşkanı ve Başbakan’dan başlamak üzere devletin en üst yönetimi düzeyinde, üstelik çok sert ifade ve tavırlarla dile getiriyor. Amerika’daki büyükelçimiz çağırıldı, Amerika’nın buradaki büyükelçisi Dışişleri Bakanlığı’na davet edildi.
Hele…
Türkiye ile Ermenistan arasında yakınlaşma olarak kabul edilen ikili görüşmelerin başlandığı, hatta bunların protokole bağlandığı bir süreçte alınan karar çok ilginç bulunuyor.
Dahası…
Bölgede çok ciddi projeleri bulunan ve bunları Türkiye olmaksızın yapabilmesi pek mümkün olmayan Amerika’nın bu kararla kendi ayağına kurşun sıktığı gün gibi ortada.
Çünkü…
Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi’nin yalnızca 1 oy farkla bile olsa aldığı karar, Türkiye-Amerika ilişkilerini mutlaka etkileyecek.
Ancak…
Kararın Türk kamuoyuna yansımasında, özellikle de medya ayağında bazı sorunlar gözleniyor. Daha doğrusu, aralarında çok satan gazetelerle çok izlenen televizyon kanallarının da bulunduğu kimi medya organlarının yayınlarından kararı anlayamadıkları anlaşılıyor.
Örneğin…
Alınan karar bir yasa değil, tasarı. Yasalaşması için Temsilciler Meclisi ile Amerikan Senatosu’nun birbirlerine paralel olarak aynı kararı almaları gerekiyor.
Oysa…
Dış İlişkiler Komitesi’nin 1 oy farkla kabul ettiği yasa tasarısının Temsilciler Meclisi’nde görüşülüp görüşülmeyeceği bile belli değil.
Hatta…
Gelişmelere bakarak, görüşülmeme olasılığının daha yüksek olduğunu söylemek bile mümkün.
Yanı sıra…
Pek çok medya organı, “böyle bir kararın ilk kez alındığını” söylüyor ya da yazıyor.
Fakat…
Benzer kararlar 2000, 2005 ve 2007 yıllarında da yine Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi’nden geçti.
Dahası…
Medyanın bilmemesine karşın, Temsilciler Meclisi Genel Kurulu’nun 1974 yılında, alt komisyondan gelen kararı aynen onayladığı da kayıtlarda yer alıyor.
Bir şey daha…
Türk medyasına bakılırsa, bugüne kadar Amerika Başkanları 24 Nisan konuşmalarında hiç soykırım kelimesini kullanmamışlar.
Ne var ki…
Kayıtlar, 1981 yılında Ronald Reagan’ın 24 Nisan konuşmasında “Ermenilere soykırım yapıldığını” ifade ettiğini gösteriyor.
Medyanın yanlışları bir yana, konuya galiba bir başka pencereden bakmak daha doğru olacak.
O da şu:
Ermeniler soykırım günü kabul ettikleri her yıl 24 Nisan yaklaşırken Amerika’da bunun kanunlaşması için harekete geçiyorlar. O nedenle Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi her yıl benzer toplantıları yapıp kararlar alıyor.
Burada önemli olan ve dikkat çeken nokta şu:
Eskiden, bu yasa tasarısı görüşülürken Türkiye lehine olarak kabul ettiğimiz tasarıya karşı oy sayısı 5, en fazla 7 olurdu.
İlk kez bu yıl 22 oya çıktı ve 1 oy farkla oylama kaybedildi.
Oturumu yöneten başkanın taraflılığı, 3 kişinin daha gelip oy kullanması için süreyi uzatması ve bu sayede sonucu değiştirmiş olması elbette önemli ama Türkiye’den yana oy kullanan sayısının 22’ye gelmesi, oylamanın kafa kafaya tamamlanması çok daha önemli.
Üstelik…
Bunun geçmişteki futbol maçlarında tek farklı yenildiğimizde dile getirilen şerefli yenilgiler kavramıyla ilgisi yok.
Çünkü…
Bu sonuç, çok önemli bir diplomasi başarısı.
Dahası…
Bu oylama dengesi, tasarının Temsilciler Meclisi gündemine gelmesini engelleyici en önemli faktör olabilir. Gelecek yıllardaki dengenin değişmekte olduğunun da habercisi kabul edilebilir.
İşte Türkiye’nin yürüttüğü lobi çalışmasının zaferi bu.