İstanbul “bölgesel başkent” olmaya oynuyor, sorunlarını da Bursa’ya yıkıp kurtulmak istiyor

Bursa Hakimiyet gazetesinin bugünkü manşetinde, meslektaşımız Mustafa Özdal imzalı bir haber var.
Haberde…
İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi’nin aldığı bir kararın ayrıntıları yer alıyor.
Örneğin…
İstanbul Çevre Düzeni adını taşıyan yeni bir planlama yapan İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi, kendi çevresinin yanında bölgeyi de planlayan bir karar almış.
Buna göre…
Tekirdağ, Bursa, Kocaeli, Sakarya ve Bilecik sanayiye ayrılmış. Edirne, Kırklareli, Balıkesir ve Çanakkale ise tarım alanı olarak koruma altına alınmış.
Plan…
İstanbul’a da turizm ve kültür kenti olma hedefini getiriyor.
Bununla birlikte…
İstanbul’un kendisi için yük ve sorun gördüğü konuları başta Bursa olmak üzere çevre illere dağıtarak kurtulmayı planladığı da alınan karardan anlaşılıyor.
Öncelikle…
İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi’nin İstanbul Çevre Düzeni adı altında aldığı kararı öğrenip Bursa kamuoyunu bilgilendirdiği için Mustafa Özdal’ı kutluyoruz.
Bursa Hakimiyet de bu çok önemli konuyu yazarının imzasıyla manşetine taşıyarak kamuoyunu bilgilendirdiği için çok önemli bir hizmeti yerine getirmiş oldu.
Konu gerçekten önemli.
Çünkü…
İstanbul’u kurtarmak isteyenlerin her fırsatta İstanbul’un sorunlarını çevreye yıkmak arzusunu ortaya koydukları bir kez daha ortaya çıktı.
Anımsanacaktır…
İstanbul trafiğini kurtarmak için İDO daha önce de günde 1.600 tırı ro-ro gemileriyle Mudanya’ya getirmeyi planlamış ve Bursa kamuoyunun tepkisi nedeniyle bu arzusunu gerçekleştirememişti.
Şimdi bundan daha büyük ve daha kapsamlı bir konuyla karşı karşıyayız.
Kaldı ki…
Son bir yıl içinde atık dönüşüm tesislerinin peş peşe Bursa’da yatırıma yönelmek istemelerinin sırrı da bu kararla birlikte ortaya çıktı.
Ne var ki…
İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi’nin bu tür planları ve kararları sırf kendi görüşüyle hazırlamadığını da gözden uzak tutmamak gerekiyor.
Nedeni şu:
Devlet Planlama Teşkilatı
tarafından hazırlanan 2050 Türkiye Projeksiyonu’na göre, 2050 yılında İstanbul-Kocaeli-Sakarya-Yalova ve Bursa illeri birleşecek.
Böylece…
İstanbul’un liderliğinde yeni bir bölgesel yerleşim ortaya çıkacak.
Dahası…
Hazırladığı projeksiyonda bunu öngören DPT, 2050 yılında Türkiye nüfusunun yarısının da bu bölgede yaşayacağını varsayıyor.
Nitekim…
Kimi planlamalar buna göre yapılıyor. Örneğin, çevre kirletici sanayi ile birlikte, az önce vurguladığımız gibi atık dönüşüm tesislerinin Bursa’ya yönelmiş olmaları ya da Bursa’ya yönlendirilmeleri de bunun bir sonucu.
Anladığımız kadarıyla…
Kamu yatırımlarının planlamasında da DPT’nin bu öngörüyle hazırladığı projeksiyonun etkileri var.
Örneğin…
İstanbul-Bursa-İzmir Otoyolu ve bu kapsamdaki İzmit Körfez Köprüsü de bu planlamanın birer parçası.
Yine…
Oluşacak nüfus yoğunluğu nedeniyle Bursa’da toplu hastaneler anlamına gelen sağlık kampusu planlaması da bunun bir parçası.
Sonuçta ortaya çıkan şu:
Ortada DPT’nin hazırladığı bir 2050 Türkiye Projeksiyonu var.
Bir yandan kamu buna göre yatırımlarını planlarken, diğer yandan kendini kentlerin birleşmesiyle oluşacak yeni megapol bölgenin başkenti olarak gören ve buna hazırlanan İstanbul, sorunlarını başta Bursa olmak üzere çevre illere yıkıp kurtulmaya çalışıyor.
Bugün için Bursa olarak ne yapılabilir bilmiyoruz. Ama dikkatli ve uyanık olmak zorunda olduğumuzu hissediyoruz.
Yoksa…
Bursa Hakimiyet’in vurguladığı gibi, buraları bir kez daha İstanbul’un çöplüğü haline gelecek.