Haklarını arayan Tekel işçilerinin büyük direnişi, sendikal mücadele için de yeni bir başlangıç noktası oldu

Başbakan ya da hükümet sözcüleri ne derlerse desinler… Kazanılmış haklarının, özlük haklarının peşinde olan ve onları korumayı amaçlayan Tekel işçilerinin muhteşem direnişi aslında tüm çalışanlar için geçerli bir mücadeleyi sergiliyor.
Yıllardır…
Hak arama kapsamında bu kadar vakur, bu kadar kararlı, bu kadar olgun ve genel kamuoyunun sempatisini toplayıp desteğini alan işçi eylemi görülmedi.
İşte bu direniş eyleminin verdiği çok önemli mesajlar var.
Birincisi…
Yıllardır ilk kez tek vücut olmuş ve aralarında bölünmemiş bir topluluk görüntüsü sergileyerek, hak arama mücadelesinin nasıl olması gerektiğini gösteriyorlar.
En önemlisi…
Aileleri de onları yollarından döndürecek çağrılar yapmak yerine, tam kadro yanlarında yer alarak çok önemli destek veriyorlar.
Açıkça söylemek gerekirse…
Türkiye bugüne kadar böyle kararlı ve olgun bir işçi eylemi görmedi.
Tamam…
80’li yılların sonuna doğru Zonguldak’taki kömür işçilerinin topluca Ankara’ya yürüyüşe geçmeleri en büyük ve etkili işçi eylemi olarak tarihe geçti.
Fakat…
O eylem, toplu sözleşme görüşmelerinde hak edildiği düşünülen zammı alamayan sendikanın organize ettiği bir hareketti.
Oysa…
Tekel işçilerinin eylemi biraz daha farklı özellikler taşıyor. O farkların başında ise hak arama ve yaşamlarını sürdürebilmek için özlük haklarını koruma hedefi öne çıkıyor.
Ayrıca…
Bu eylemin, kendiliğinden gelişen bir organizasyon olması da önemli.
Yani…
Sendikal bir eylem planı olmadığı gibi, sendikal yapıyı peşine takan özelliği direnişi daha anlamlı hale getiriyor.
O bakımdan…
Her şeyi göze alarak Ankara’nın dondurucu soğuğunda günlerdir naylon çadır içinde hak için direniş sergileyen ve vazgeçmemek için de kesin kararlı olan Tekel işçilerinin muhteşem eylemi aynı zamanda, eski etkinliğini ve gücünü kaybeden sendikal mücadele için de yeni bir çıkış noktası ve yeni bir model oldu.
Kısacası…
O naylon çadırda soğuktan titreyerek de olsa şanlı direnişini sürdüren Tekel işçileri yalnızca hak aramıyorlar, topluma önemli mesajlar, sendikacılığa da umut veriyorlar.
Bu direnişi hissetmemek ve desteklememek mümkün değil.