Aslında… Demokrat Parti’de daha geçen yaz aylarından itibaren başlayan bir görevden alma operasyonu hazırlığı ya da girişimi olduğunu herkes biliyordu.
Buna karşın…
15 Aralık’ta İl Başkanı Füsun Yaşar ile birlikte ilçelerin de görevden alınmasıyla geniş çaplı bir operasyona dönüşünce tepkileri de farklı gelişti. Görevden alınanlar farklı ortamlarda zaman zaman seslerini yükselttiler.
Bu arada…
Bir araya geldiklerinde de bundan sonrası için neler yapacaklarını belirlediler. O süreçte iki karar öne çıktı.
Birincisi…
Görevden alınan ekibin, her hafta bir ilçenin ev sahipliğinde toplantılarını sürdürmesi.
İkincisi…
Yeni atamaların hukuki olarak iptal edilmesi ve kayyum kanalıyla ilçelerde kongre yapılması.
Nitekim…
Operasyonun hukuki boyutuyla ilgili ilk adımlar atıldı.
Sonra da…
Siyasi Partiler Yasası ve parti tüzüğünün “Seçilmiş yönetimlerin görevden alınması sonucu atamayla oluşturulan geçici kurullarda, il yönetimlerinde 45 gün, ilçelerde ise 30 gün içinde olağanüstü kongreye gidilir” hükmü gereği, 30 günlük süre içinde kongre gidilmediği için 5 ilçede dava açıldı.
Mustafakemalpaşa, Orhaneli, Gemlik, Nilüfer ve Osmangazi’de açılan davalarda, 15 Aralık 2009’da atanan geçici kurulların, yasa ve tüzük gereği 15 Ocak 2010’a kadar olağanüstü kongre yapmadıkları vurgulanıyor ve mevcut delegeyle olağanüstü kongre isteniyor.
İşte…
Bu davalardan ilki 1 Şubat 2010 Pazartesi günü Osmangazi için Sulh Hukuk Mahkemesi’nde başlayacak. Takvime göre sonraki duruşma 26 Şubat’ta Gemlik için olacak. Süreç bu şekilde devam edecek.
İlk davanın yapılacağı pazartesi akşamı ise, görevden alınan ekip haftalık buluşmaları kapsamında Yıldırım’ın eski ilçe başkanı Erol Aybaraz’ın ev sahipliğinde Botanik Park’taki Müze Restoran’da toplanacak.
Tüm bu gelişmeler arasında…
Genel Merkez operasyonuyla il başkanlığı görevini Ayhan Barışıcı’ya devreden Füsun Yaşar’a, davaları sorduk.
Şunu söyledi:
“Karar, görevden alınan ilçe başkanlarımızın ortak kararıdır. Bizim kişilerle hiçbir sorunumuz ve onlara yönelik bir hareketimiz yok. Yalnızca olayın hukuki boyutuna yönelik bir hareket bu. Yasa ve tüzük hükümlerine uyulmadığı için, geçici kurul oluşturulan yerlerde bu davaları açtık.”
Amaçlarını ise şöyle açıkladı:
“Amacımız delegemizin önüne sandığın getirilmesini sağlamak. O kongreden nasıl bir sonuç çıkar, atanan arkadaşlar kazanırlar mı o önemli değil. Önemli olan, delegemizin önüne sandığın hukuki yolla getirilmesi.”
Hukukçu olduğu için Yaşar’a şunu sorduk:
“Atamayı yapan genel merkez, her görev süresi bitiminde otomatik atamayla görevlendirmeyi sürdürmüş olamaz mı?”
Nitekim…
Bugüne kadar hemen her partide görevden almalar ve sonrasındaki atamalara yönelik işleyiş hep böyle oldu.
Yaşar bu sorumuza karşılık, “Seçilmiş yönetimlerin atanmasında bu işlemiyor. Anayasa Mahkemesi’nin de bu yönde kararı var” cevabı verdi.
Görünen o ki…
Operasyon sonrası şiddetlenen, son dönemde yumuşama izlenimi veren DP içindeki gelişmeler, pazartesi gününden itibaren yepyeni bir boyut kazanacak.
Bakalım…
DP Genel Merkezi gelişmelere karşı nasıl bir yol izleyecek, önümüzdeki ilk toplantısını 11 Şubat’ta yapacak olan Genel İdare Kurulu ise nasıl bir karar verecek?