Bursa’yı seviyoruz, Bursa ile gurur duyuyoruz, bu projeyi de çok önemsiyoruz…

Akla gelen ya da gelmeyen her konuda pek çok özelliği bulunan bir kentte yaşıyoruz.
Üstelik…
Çok hızlı bir değişim yaşayan bir kentte yaşıyoruz.
Örneğin…
40 yıl öncesine kadar Bursa tanımlanırken “yeşil” özelliğinin dışında, Osmanlı’nın ilk başkenti olması nedeniyle tarih şehri öne çıkar, emekli şehri ve kaplıca şehri gibi unvanlar da ona eklenirdi.
Sonra….
Türkiye’nin ilk Organize Sanayi Bölgesi ve izleyen süreçte iki dev otomobil fabrikası ile Bursa bir anda sanayi şehri oldu. Üniversite ile bu unvanlara üniversite şehri eklendi.
Sanayi şehri olmanın getirdiği iç göç Bursa’nın biraz da hormonlu büyümesine yol açtı. Ortaya da plansız bir kent çıktı. Hem doğuda, hem batıda, hem de ovaya doğru kuzeyde hiç planlanmamış bölgeler bir anda inşaat seline dönüştü.
Kaçak evlerden mahalleler oluştu. Hatta, kaçak yapılmış üç-beş ev ile başlayan süreçte belde olan yerleşim merkezlerimiz var.
Bu da…
Bursa’nın unvanlarına kaçak inşaat şehri gibi garip bir madde kattı.
Bütün bunların ardından, nüfus patlaması ve alan genişlemesiyle elde edilen Büyükşehir unvanı, Bursa’nın yeniden derli-toplu ve yaşanabilir bir şehir olması için adımlar atılmasını getirdi.
Atıldı da…
Bursa’nın son 30 yılına baktığımızda, her şeyi kontrol altına almayan çalışan bir kent yönetimi yani belediye görüyoruz.
Yine…
Uçsuz-bucaksız bir kente dönüşen Bursa’daki demografik yapının bölgelere göre farklılık göstermesi bu kez kozmopolit bir yaşam ortaya çıkardı. Anadolu’nun her yerinden gelip Bursa’da yaşamayı seçenler arasında ortak bir nokta oluşturmak için de kentlilik bilinci projeleri gündeme geldi.
Geçen dönem…
“Bursa’yı seviyorum” adı altında Yerel Gündem 21 tarafından proje geliştirilmiş ve uzun süreli bir çalışmayla okullardan hemşeri derneklerine kadar her alanda kentlilik bilincini geliştirmeye yönelik çalışmalar yapılması planlanmıştı.
Bu dönem ise…
O projeyi bir adım daha öteye taşıyan Bursa ile gurur duyuyorum projesi gündeme geldi.
Üstelik…
Projenin içeriğinde Bursa ile neden gurur duyulması gerektiğini tek tek ortaya koyan somut bilgiler ansiklopedik bilgi özelliğinde yer alıyor.
Meslektaşımız, dostumuz Murat Kuter’in iki yıl önce yayınlanan Bursa’nın İlkleri adlı kitabından yola çıkılarak hazırlanan projenin uygulamasını Bursa’nın iki büyük kurumu olarak kabul ettiğimiz Büyükşehir Belediyesi ile asırlık bir dev olan Bursa Ticaret ve Sanayi Odası birlikte üstlendiler.
Projenin tanıtım töreninde gerek Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe’nin, gerek BTSO Başkanı Celal Sönmez’in konuşmalarını dikkatle dinledik.
Onları dinlerken…
Bursa’yı çok sevdiğimizi, Bursa ile gurur duyduğumuzu bir kez daha anladık.
İnanıyoruz ki…
Bu proje kapsamında Bursa’nın tarih boyunca ilklerini öğrenecek olan herkes, yaşadığı kentle gurur duyacak. O bakımdan projeyi önemsiyoruz.
••••••••••
Bu arada…
Tayyare Kültür Merkezi’ndeki proje tanıtımında iki başkanın yan yana oturup konu Bursa olunca aynı dilden konuşmaları ve Bursa sevgisini ortaya koymaları elbette çok güzeldi, keyifle dinledik.
Ama…
Töreni izlerken, proje açıklanan başka toplantılar geldi gözümüzün önüne.
Örneğin…
BTSO’nun geçen yıl düzenlediği Hafta sonu Bursa’ya projesinin tanıtımında, İstanbul’dan gelen bir beyefendi projenin sunumunu yapmıştı.
Acaba…
Bursa ile gurur duyuyorum projesinin müellifi durumunda olan Murat Kuter arkadaşımız da küçük çaplı bir sunum yapsaydı, tanıtım programı biraz daha zenginleşir miydi diye aklımızdan geçti.
Ama…
Bir yandan bunu düşünürken, bir yandan da rahmetli Aykan Uzoğuz hocamızın “Adamı kendi köyünde peygamber yapmazlar” sözü geldi aklımıza.
Evet…
Bursa’yı çok seviyoruz, Bursa ile gurur duyuyoruz, bu projeyi de çok önemsiyoruz.
Ne var ki…
Başkalarına verdiğimiz değeri kendi içimizdekilerden esirgiyoruz.