Ahmet Memişoğulları konuştu: Hedef benim… Beni alt edebilmek için arkadaşlarıma haksızlık ediliyor

Aslında siyasetin kuralı her zaman işliyor…. Çünkü, siyasette ebedi dostluk ve ezeli düşmanlık olmadığı her dönem kendiliğinden ortaya çıkıyor.
Nitekim…
Cumhuriyet Halk Partisi’nin Bursa’daki yakın dönem geçmişine baktığımızda, özel bir kadro yapısı ortaya çıkıyor.
Kemal Demirel’in il başkanlığıyla birlikte Ahmet Memişoğulları’nın Osmangazi’de, Ali Nihat Irkörücü’nün Yıldırım’da, Metin Çelik’in de Nilüfer’de ilçe başkanı olarak partiye damga vurdukları dönemin önü açılıyor.
Ekip…
Demirel’in milletvekili olmasından sonra, aralarından çıkan Abdullah Özer’in il başkanlığını üstlenmesiyle devam ediyor.
Ne var ki…
22 Temmuz 2007 seçimleri bu ekibin arasına kara kedi girmesine yol açıyor. Ekipten Abdullah Özer önce listeye girmeyi, sonra da milletvekili seçilip Ankara’ya gitmeyi başarıyor ama, geride parçalanmış bir kadro kalıyor.
Sonrasında…
Abdullah Özer’in önerisi, Onur Öymen’in desteğiyle Gürhan Akdoğan’ın il başkanlığı süreci başlıyor. Ali Nihat Irkörücü de bu yeni dönemde Akdoğan’ın yanında yer alıyor.
O dönem Osmangazi İlçe Başkanı olan Ahmet Memişoğulları, bu kez il kongresinde Akdoğan’ın karşısına aday olarak çıkarken, Nilüfer İlçe Başkanı Metin Çelik de onu destekliyor.
Ama…
Kongreyi 11 oy farkla Gürhan Akdoğan kazanıyor.
Bu da…
Bölünmüş kadronun içindeki uçurumları daha da büyütüyor, araları daha da açıyor.
O günden beri…
Yani, Gürhan Akdoğan’ın il başkanlığına seçildiği 17 Şubat 2008 tarihinden beri CHP içinde amansız bir mücadele var.
O mücadele kapsamında…
Memişoğulları’nın etkili olduğu Osmangazi İlçe özel bir hedef oluşturdu.
Nitekim…
Memişoğulları’nın il başkan adayı olmak için yerini bıraktığı Sabit Şerbetçioğlu ve yönetimi yerel seçimlere bir ay kala Parti Meclisi Üyesi Ali Nihat Irkörücü-İl Başkanı Gürhan Akdoğan ekibi tarafından istifaya zorlandı ve görevi bırakması sağlandı.
Bu kez…
Yerine atanan Kurtuluş Akdeniz ve yönetimi Memişoğulları ve ekibinin özel hedefi haline geldi.
Yaşananlar, Ahmet Memişoğulları’nın partiden ihracını getirmiş olsa da arkadaşları mücadeleyi bırakmadılar.
Olağanüstü kongre için imza toplardılar. Yönetim kabul etmeyince bu kez yargıya gidip mahkeme kararı aldılar. Hem de, Akdeniz yönetiminin seçtiği delegelerle değil, Şerbetçioğlu’nu kongrede seçen eski delegelerle olağanüstü kongrenin toplanmasını sağlama başarısı elde ettiler.
Bütün bu gerilimli süreç, 25 Aralık 2010 Pazartesi akşamı CHP İl Yönetim Kurulu’nun aldığı kararla yeni bir aşamaya geçti.
İl tarafından, Genel Merkez kararlarına uymamak ve olağan kongre kararı almamak gibi nedenlerle, olağanüstü kongrede Osmangazi İlçe Başkanı seçilen Recep Tek ve yönetimi tedbirli olarak disipline verildi.
Gelişmeyi de, toplantıdan dakikalar sonra Bursa’ya ilk bu siteden duyurduk.
Disipline sevk tedbirli yapıldığı için Tek yönetiminin parti adına karar alıp işlem yapabilme hakkı ortadan kalkmış oluyor. Bu da yönetimin düşmesi anlamına geliyor.
Böyle olunca…
Kararı veren yönetim kadrolarına göre Genel Merkez’e yeni bir atama yapma yolu açılıyor. Görevden alınanlar ise Disiplin Kurulu kararı belli olmadan atama yapılamayacağını savunuyorlar. Ama bir yandan da yürütmeyi durdurma için yargıya gitme kararını aldılar.
••••••••••
İşte…
Böyle bir süreçte Ahmet Memişoğulları’yla konuşurken “Neler oluyor?” diye sorduk.
İçini boşaltırcasına şunları söyledi:
“İki yıl önceki kongreyi hâlâ unutamadılar. İki yıldır gündemlerinde sürekli ben varım.”
Şunu aktardı:
“Hatta Osmangazi’nin yeni seçilen yönetimini disipline vermek için yapılan toplantıda, yönetim kurulu üyelerinden biri patlamış ve ‘Artık yeter… İki yıldır Ahmet’le yatıp Ahmet’le kalkıyoruz, hep onu konuşuyoruz’ diyerek tepki göstermiş.”
Sonra da şunu anımsattı:
“Sabit Şerbetçioğlu’nu seçime bir ay kala disipline verdiler. Yani, bugünkü oyunun aynısını ona da oynadılar. Sabit de partiye zarar gelmemesi, yönetim boşluğu olmaması için istifa etmek zorunda kaldı.”
Tam burada ilginç bir şey söyledi:
“Ama şimdi arkadaşların aynı olgunluğu yine göstereceklerini sanmıyorum. Çünkü artık bu iş kirli bir savaşa döndü.”
Şunu ekledi:
“Söylenecek bir şey de kalmadı. Her şey ortada… Tüzük, yasa, hiçbir şey tanımıyorlar.”

Sonra da…
Tespit ve gözlemlerini paylaştı.:
“Hedefleri benim. Beni alt edebilmek için bütün bunlar oluyor. Bütün siyasetlerini benim üzerime kurdular. Beni alt edebilmek için arkadaşlarıma haksızlık ediliyor.”
Devam etti:
“Disipline verdiler, ihraç ettiler yetmedi. Şimdi arkadaşlarımı veriyorlar. Yerime kim gelirse ihraç etmeye çalışıyorlar. Hangi ilçe benimle hareket ediyorsa onu yok sayıp uzaklaştırmaya çalışıyorlar.”
Sözlerini…
“Her türlü tüzük dışı işleri yargıdan dönüyor. Şu anda 14. Asliye Ceza Mahkemesi’nde, yargı kararına direnmekten Parti Meclisi Üyesi Ali Nihat Irkörücü, ilçenin eski sekreteri Alpaslan Saralar ile eski saymanı Zeynel Kirte hakkında açılmış bir dava var. Önce bu davadan aklansınlar” diyerek sürdürdü ve son noktayı koydu:
“Hesaplaşmaya devam edeceğiz.”
••••••••••
Yaşananlar ve CHP’de gelinen son durum bu.
Yazının başına dönecek olursak…
Bugünkü mücadelenin tarafları, 22 Temmuz 2007 seçimlerinin adaylık başvurularına kadar aralarından su sızmayacak şekilde yakın dostların oluşturduğu bir ekipti.
Önce…
Siyasetin kuralının ilk bölümü işledi ve “ebedi dostluk olmadığını” gösterdi. Acaba bundan sonra kuralın ikinci bölümü olan “ezeli düşmanlık olmaz” tarafı da işler mi? Sonuçta bu insanlar düne kadar çok yakın arkadaştı.
Onu da zaman gösterecek.