Bursa`nın umurunda değil, İzmir`in yaşamsal sorunu İstanbul-Bursa-İzmir Otoyolu`nu biz pek önemsemiyoruz ama, ilk etabın Körfez Köprüsü-Bursa arası planlanması İzmir`de yaşamsal soruna dönüştü. Ulaştırma Bakanı`nı ikna etmeyi başaran lobiden korkulur…
Hükümet, İstanbul-Bursa-İzmir Otoyol projesini yap-işlet-devret yöntemiyle ihaleye çıkardı.
Özellikle İzmit Körfezi üzerinden köprüyle geçilecek olması, önemini arttırdı. Zaten, en iyi teklifi vererek işi üstlenen konsorsiyum da, “yatırım yapılacak paranın öncelikle geri dönüşümü köprü ulaşımından elde edileceği için” ilk etapta Körfez Köprüsü’nü yapmayı, ikinci etapta da yine ekonomik gerekçelerle Bursa’ya ulaşmayı planladı.
Fakat…
Bu gelişmeler bizim buralarda pek önemsenmez ve üzerinde durulmazken, İzmir’de bazı korkulara yol açtı.
O süreçte…
25 Ağustos 2009 günü “İzmir’de otoyolla gelen ‘Bursa bizi geçerse’ korkusu” başlığıyla konuyu ilk kez Bursa gündemine getirdik.
3 Eylül 2009 günü “Bursa’nın umurunda olmadı, İzmir lobisi başardı: Otoyol Bursa ve İzmir’de aynı zamanda başlayacak” başlıklı yazıyla İzmir’in hamlelerini duyurduk.
4 Eylül 2009 günü “İzmir umutlandı ama otoyolda Bursa daha şanslı” başlıklı yazıyla, üstlheinici firmanın izleyeceği yolu anımsattık.
7 Eylül 2009 günü de “Bursa lobisi neden önemsenmiyor?” diye sorduk.
Sonuçta…
Başbakan Erdoğan’a kadar gidip lobi yapan, ama ilk girişimlerinden sonuç alamayan Ege Bölgesi Sanayi Odası, İzmir Ticaret Odası ve Deniz Ticaret Odası İzmir Şubesi ortak toplantısına konuk olan Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ın açıklamalarını dün Olay’da hep birlikte okuduk.
Otoyol, İstanbul ve İzmir’den aynı anda başlayacakmış. Bakan orada Bursa adını ağzına almamış.
İnanın gözümüz korktu.
Böyle bir Bakan’ı bulanlar işi inada bindirirlerse, yolu Bursa’ya uğramadan havadan bile geçirtirler, bize de aşağıdan bakıp ağlamak düşer.
Terminali yapıp, 25 yıl yerine 10 yılda Büyükşehir’e geri veren Boy-Koop ihale mağduru olmamalı
Konuya bakış açımız şu: Kişiler, kurumlarda geçici görevler üstlenirler. Kalıcı olamazlar, yerlerine daima başkaları gelir.
Örneğin…
Bursa’nın otobüsçü esnafını bir araya getiren Boy-Koop’un kuruluşunda bir ekip vardı, sonrasında yönetimini başka bir ekip üstlendi. Şimdi bir başka ekip görevde. Kuşku yok ki, yarın da daha başka bir ekip olacak.
Yani…
Yönetimler değişecek, görevdekilerin yerini yarınlarda başkaları alacak, ama Boy-Koop bu kentin bir kurumu olarak varlığını hep sürdürecek.
Kaldı ki…
Erdem Saker’in Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu dönemde Boy-Koop tarafından Bursa’ya çok modern şehirlerarası otobüs terminali kazandırıldı. Bu da, yap-işlet-devret yöntemiyle gerçekleştirildi.
Üstelik…
Normalde belediyelerden yap-işlet-devret yöntemiyle iş yapanlar, kazandırdıkları tesisleri genellikle 25 yıl işletirler. Yasal mevzuat da buna uygun.
Ama…
Boy-Koop terminali 10 yıl işletip devretmeyi kabul etti. O süre de bir süre önce doldu
Bunun üzerine…
Büyükşehir Belediyesi’nin yeni yönetimi, terminal işletmesini ihaleye çıkarma kararı aldı. İhale bedelini belirlemek için de terminal gelirlerinin tespiti yine Büyükşehir bürokratları tarafından yapıldı.
Ne var ki…
Bürokratlar tespiti, tatiller nedeniyle yolculukların en üst seviyede olduğu bir dönemde yaptılar, yıl ortalamasını inceleme gereği duymadılar.
Bütün bunların sonunda da terminal işletmesi aylık 1 milyon 200 bin lira, eski para değeriyle 1 trilyon 200 milyar liradan çıkılan ihale de bir belediye şirketi olan Burulaş’ta kaldı.
Büyükşehir Belediyesi’ni, Bursa’ya ve Büyükşehir Belediyesi’ne tesis kazandıran bu kentin bir kurumuyla karşı karşıyla getiren yüksek ihale bedeli üzerine taraflar bazı görüşmelerde bulundular.
Örneğin…
Büyükyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe formül bulmak adına Boy-Koop yönetimine “Eğer kar elde etmeyecekseniz terminali alın siz yönetin, ama aylık 1 milyon 200 bin lira kirayı ben Burulaş’tan alırım” anlamına gelen bir yol gösterdi.
Boy–Koop da karşı teklif olarak “Değer tespitinde aylık 750 bin lira kar gözüküyor. 50 bin de üstüne biz koyalım ve aylık 800 bin lira ödeyelim. Kalan 400 bin lirayı ise Burulaş benzinlik, otopark ve açık alandan elde etsin” dedi.
Bu noktada anlaşma olmadı.
Bir başka anlaşmazlık konusu yazıhane kiralarında çıktı. Büyükşehir yönetimi İstanbul, Ankara, İzmir, Adana terminallerinin ortalaması alınarak yazıhanelerin kiraya verilmesinden yola çıktı ama aylık 10 bin lira kira istedi.
Buna karşı da Boy-Koop, şu anda en yüksek yazıhane kirasının 800 lira ile Ankara’da olduğunu, diğer terminallerde sembolik kira alındığını, hatta pek çok kentte yazıhane kirası olmadığını, “Çünkü bizim otobüslerimiz olmasa yazıhanelere gerek duyulmayacak” söylediler.
Orada da anlaşılamadı.
Sonuçta…
Başta söylediğimizi bir kez daha tekrarlamakta yarar görüyoruz:
Kişiler ve yönetimler gelir geçer ama, Boy-Koop her zaman Bursa’nın bir değeri ve kurumu olarak kalacak.
Böyle bir kurumun…
Üstelik de Mudanya ile Yalova hızlı feribotları sonrası otobüslerdeki yolcu sayısının düştüğü bir süreçte ve de Bursa’ya armağan ettiği tesiste kira sorunu yaşayıp mağdur olmasını öncelikle anlamsız buluyoruz.
Oysa…
Büyükşehir’i de, Boy-Koop’u da mağdur etmeyecek formül her zaman bulunabilir. Tabii, istenirse…
SP Yıldırım’dan Şükranname
Kim ne derse desin… Saadet Partisi Yıldırım İlçe Başkanı Ali Mollasalih, siyaseti halkla buluşturarak döneme damga vurmaya devam ediyor.
Halkın dertlerini dinliyor, sorunları tiyatral gösterilerle gündeme getiriyor. İlginç buluşlar yapıyor.
Son olarak…
Partililere “siyaset hatırası” olabilecek “Şükranname” dağıttı. Öncelikle, üzerinde Şükranname yazan çok şık bir hat levha hazırlamış.
Altında, modern hat yazıyla kişinin adı var. Sonra da “Milli Görüş’le kimimiz kırk yıl, kimimiz de belki bir gün… İyi ki var oldunuz” yazıyor.
Altta ise üç imza:
Prof. Dr. Necmettin Erbakan-Mili Görüş Lideri, Prof. Dr. Numan Kurtulmuş-Saadet Partisi Lideri, Ali Mollasalih-Saadet Partisi Yıldtırım İlçe Başkanı.
Hiç kuşku yok ki, altında Erbakan, Kurtulmuş ve Mollasalih’in imzaları bulunan adına yazılmış levhayı alanlar evlerinin ya da işyerlerinin duvarına asarlar.
İşte gözgün siyaset bu.
Üstelik…
Milli Görüş için geçmişten bugüne çalışanlar için hoş bir anı hazırlayan Mollasalih, bu levhadan 3 bin adet bastırmış. Yıldırım İlçe olarak 25 Ekim Pazar günü Uzunoğlu Düğün Salonu’nda düzenlediği Milli Görüş’ün 40. Yılı toplantısına bu levha ile davet ediyor.
Davet ettikleri arasında Devlet Bakanı Faruk Çelik ile Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe de var.
Kültürpark ve CHP Grubu
Cumartesi günü bu sütunlarda İl Genel Meclisi Üyesi Gıyasettin Bingöl’ün düşüncesini “Bursa’nın kaderini değiştirecek kaynak Kültürpark’ta” başlığıyla yayınladık.
Bingöl önerisinde, Kültürpark içindeki tesislerin Büyükşehir tarafından kiraya verildiğini, ancak kiracıların dokunulmazlaştığını belirtip “İşletmecilerine satalım” diyordu. Bu yolla en az 500 milyon lira elde edilebileceğini söylüyordu.
Öneriyle ilgili çok sayıda arayan oldu. Cumhuriyet Halk Partisi Büyükşehir Meclis Grubu Sözcüsü Dr. Bülent Aslanhan da elektronik posta göndererek yaklaşımını ortaya koydu.
Gerçi…
Basın bülteni gibi dağıtmış ama, Aslanhan’ın kenti ilgilendiren bir konuda görüş geliştirip paylaşmasını ve ilk Büyükşehir meclisi toplantısında konuyla ilgili önerge vereceğini açıklamasını önemsedik.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Olay Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. 20-10-2009