Büyükşehir-Nilüfer arasında yarış mı var, rekabet mi başladı?

Büyükşehir-Nilüfer arasında yarış mı var, rekabet mi başladı? Büyükşehir ve Nilüfer belediyeleri aynı günlerde iki ayrı konuda açıklama yaptılar. Akla gelen şu: Büyükşehir’den hizmet alamadığını söyleyen Nilüfer’de şimdi Büyükşehir’le rekabet mi başladı?

Dikkatimizi çeken iki haber oldu… İlkinde, önce Büyükşehir Belediyesi’nden Akçalar yakınlarındaki Aktoprak Kazıları ile ilgğili basın açıklaması yapıldı.

Büyükşehir bu bölgeyi arkeopark yapacağını duyuruyordu.

Aktoprak Kazısı, geçtiğimiz yıl Nilüfer Belediyesi tarafından Bursa kamuoyuna tanıtılmıştı. Kazıda elde edilen bulguların, bölgenin yerleşim tarihi bakımından önemine dikkat çekilmişti.

Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe, seçim beyannamesinde de yer verdiği arkeoparkı yaşama geçireceğini duyurunca, Nilüfer Belediyesi de bölgeye basın gezisi düzenledi.

O gezide Nilüfer Belediye Başkanı Mustafa Bozbey de gazetecilere, bölgenin arkeopark olacağını açıkladı.

İkincisinde

Büyükşehir Belediyesi, yine Altepe’nin seçim beyannamesinde yer alan Gölyazı’nın tarih olarak ayağa kaldırılacağını duyurdu.

Bunu da…

Nilüfer Belediyesi’nin Gölyazı’nın tarihi dokusunu canlandırma çalışmalarıyla ilgili basın duyurusu izledi.

Nilüfer Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, önceki iki döneminde Büyükşehir’in Nilüfer’e hizmet getirmediğini söylüyordu.

Böyle olunca akla gelen soru şu:

Büyükşehir ile Nilüfer belediyeleri arasında Nilüfer’e hizmet yarışı mı başladı, yoksa rekabet mi ortaya çıktı?

Tanıdığımız Bozbey’in, böyle bir rekabeti anlamsız bulacağını biliyoruz. Eğer Nilüfer ve Bursa bir şeyler kazanacaksa, o çabayı başlatan Bozbey’in herkesten fazla mutlu olacağına da inanıyoruz.

Öyleyse…

Bu izlenimi verecek ve Büyükşehir’i soğutup uzak tutacak adımlar neden atılıyor?

Yıllarca Bursa’ya tek başına şifa dağıtan Devlet Hastanesi tüm odalarını yenilemek için yardım bekliyor

Bursa için Devlet Hastanesi’nin çok özel bir yeri var. Bu özelliği anlatabilmek için “Bursa’nın gözbebeği” lafı da yetmiyor.

40 yıl öncesini şöyle bir anımsayalım… Sigorta Hastanesi henüz yoktu. Uludağ Üniversitesi kurulmadığı için Tıp Fakültesi ve hastanesi de yoktu. Çekirge Hastanesi faaliyete geçene kadar özel hastane de bilinmiyordu.

Kısacası…

Bursa’da hiç hastane yokken Devlet Hastanesi vardı. Bursa’nın tüm yükünü omuzladı, tek başına kente sağlık dağıttı. Bunu da çok güç koşullar altında gerçekleştirdi.

Örneğin…

10-15 kişilik büyük koğuşları vardı. Bu koğuşlarda tedavi görmenin zorluğu bir yana, çevredeki ağır hastalar nedeniyle yatanların psikolojileri bozuluyor, şifa bulacaklarına daha da kötü oluyorlardı.

4 kişilik koğuşlarda yatanlar kendilerini ayrıcalıklı görüyor, hele 2 kişilik koğuş bulanlar kendilerini evlerinde hissediyorlardı.

Bugün öyle değil…

Bursa Devlet Hastanesi o ilkel ortamından kurtuldu. Tıp Fakültesi gibi güçlü bir sağlık kurumu ve özel hastanelerle rekabet edebilecek düzeye geldi.

Ancak…

Öne geçebilmesi için küçük bir hamleye gerek duyuyor.

Gerçi…

Doktor hizmeti açısından bir eksiği yok ama, tüm yenilemelere karşın Devlet Hastanesi arzu edilen fiziki yapıda değil. Eksikleri çok fazla.

İşte…

Bu eksiklerin giderilmesi için, Başhekim Dr. Mete Ekşioğlu önderliğinde son yıllarda inanılmaz bir çaba görüyoruz.

Önce ameliyathaneler yenilendi. Gelişmiş ülkelerdekilerden hiç eksiği olmayan çok modern ameliyathaneler kazandırıldı.

Sıra servislere geldi. Hedef de şu:

Tümü özel hastane görüntüsü ve koşulları sağlayan odalar.

Hem de…

Tüm odaların içinde tuvaleti ve banyosu olacak. Tüm odalarda televizyon bulunacak.

Ayrıca…

Tüm odaların altyapıları yenilenecek. Her hangi yangın tehlikesine karşın tüm kablolar yanmayanlarıyla değişecek. Her odada ilk yardım müdahalesi yapılabilecek şekilde teçhizatlar oluşturulacak.

Kollar işte bu hedefler için sıvandı.

••••••••••

Hedef çok güzel, çok büyük ve çok önemli.

Ancak…

Devlet olanaklarıyla bunu gerçekleştirmek kolay değil.

Dahası…

Normalde bir odanın yenilenmesi 8-10 bin liraya, eski parayla 8-10 milyar liraya mal olurken, altyapı da eklenince maliyet oda başına 29 milyar lirayı buluyor.

Onun için…

Bursa’da hiç hastane yokken tüm Bursa’ya sağlık hizmeti veren, şifa dağıtan Devlet Hastanesi’nin tepeden tırnağa odalarının yenilenebilmesi için Bursalıların desteğine ihtiyaç var.

Şu sıralar 20 özel odanın yenileme işi bitmek üzere. 30 oda için de sözler alındı.

Ne var ki…

Devlet Hastanesi’nin tümüyle yenilenebilmesi için 270 yeni odaya gereksinim var. Bursalı hayırseverlerden işte bunun için katkı bekleniyor.

1.5 yılda tamamlanması beklenen projeye en büyük desteği Vali Şahabettin Harput veriyor. Her şeyi yakından takip eden Harput’un yanında kentin önemli sivil toplum örgütleri ve siyaset mekanizması da yer alıyor.

Devlet Bakanı Faruk Çelik de destekçileri arasında.

Ameliyathaneler için yola çıkıldığında, “Çok zor, yarım kalır” diyenler olmuş ama, Dr. Ekşioğlu bölgenin en modern ameliyathanelerini Bursa’ya kazandırmıştı.

Bugün hedef yine büyük. Kolay değil. Ama ulaşılması da imkansız değil.

Çünkü…

Bursa’da, kentin en önemli sağlık kuruluşuna katkı koyacak bırakın 270 kişiyi, 2 bin 700 kişi bile var. Olduğuna inanıyoruz.

Başarı dediğin cezasız kalmamalı!

Türk Telekom’un kamu kuruluşu olduğu dönemde İl Müdürü olarak atandı. Mustafa Öztürk geçen 6.5 yıllık sürede çok çalıştı. Kurumunun daha iyi hizmet verebilmesi için ailesini dahi etti.

Telefon arıza sayısını da, arızanın giderilme süresini de azalttı. Telefon bağlamayı 1 güne indirdi. Gelirleri arttırıp, giderleri azalttı.

Türk Telekom özelleştirmeyle satışa çıkarıldığında kurumda kalıp hizmete devam kararı aldı. Çok sayıda teknik personel de onun hatırıyla yerinde kaldı.

Özelleştirme sonrası da Türk Telekom’u müşterisi kapsamında olan kişi ve kurumlarla buluşturdu.

Bir yandan da…

“Bursa neden il müdürlüğü olarak kaldı? Bursa’yı ikinci sınıf il değil” mücadelesi verdi.

Sonunda…

Yönetime bunu kabul ettirdi. Bursa artık Bölge Müdürlüğü oldu.

Ama…

Kararı alanlar, 6.5 yılda büyük başarılara imza atan Mustafa Öztürk’ü ise görevden alıp İzmit İl Müdürü İrfan Yıldız’ı Bursa Bölge Müdürü yaptılar..

Bürokraside haksızlıklara rastlıyorduk ama, özelleştirilen bir şirketin başarılı elemanını harcamasına da tanık olduk.

Gerçekten de…

Bu ülkede başarı cezasız kalmıyor.

Oysa…

Bursa’nın da, Türk Telekom’un da Mustafa Öztürk’ün hizmetine ihtiyacı var. Türk Telekom bir formül bulup, Öztürk’ün Bursa’da hizmete devamını sağlamalı.

Türk Telekom’dan hizmet alanlar olarak böyle bir istekte bulunmaya hakkımız var.

Geç kalmış Mobese ve 23 yıllık anı…

Kentlerde güvenlik anlayışı ve uygulaması günümüzde çok değişti. Polis devriyeleri elbette çok önemli, ama suçu önlemede ve suçluyu teşhis edip yakalamadı artık kameralar çok daha işlevsel hale geldi.

Bu sisteme Mobese adı veriliyor.

Bu çağdaş sistem pek çok ilde çalışıyor. Fakat Bursa gibi ülkenin dördüncü büyük kentinde yoktu.

Sistemin başlangıcı için atılan adımları destekliyoruz.

Ne var ki…

Anımsadığımız kadarıyla 1986 ya da 1987’de, Ekrem Barışık’ın belediye başkanlığıı döneminde Bursa’nın ana caddelerine kamera konulması için direkler dikilmiş, üstüne de metal kutular yerleştirilmişti.

O gün Türkiye’nin öncüsü olarak adımı atılan sistem, sinyalizasyonu pazarlayan uluslararası firmanın kaprisine takıldığı için direkler boş kalmıştı.

Umarız o günler geride kalmıştır.Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Olay Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. 10-08-2009

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*