Direnişten ihracata: AB aradığı kirazı Kozağacı’nda buldu…

Direnişten ihracata: AB aradığı kirazı Kozağacı’nda buldu… Keles Kozağacı’nda termik santrala direnip kıraç toprakları kiraz vadisine dönüştüren köylüler büyük bir iş başardılar. Çünkü, ilaç kalıntısına rastlanmayan kirazları, AB’nin en önemli pazarı…

Keles’in 7 köyden oluşan Kozağacı Vadisi’nde üç yıl öncesine kadar inanılmaz bir çevre direnişi vardı.

Bir yanda…

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı yeraltındaki kömürü çıkarıp termik Santral kurmak için ihale bile yapmıştı.

Ancak…

“Biz kendi çabamızla kıraç topraklarımızı kiraz vadisine çevirdik. Kirazlarımızı kömüre ve termik santrala kaybetmek istemiyoruz” diyen köylüler, kiraz bahçelerinin ihracatla kazandırdığının, çıkarılacak kömürenden elde edilecek enerji getirisinden fazla olacağını anlattılar.

Bu direnişe…

Bursa’daki çevreci sivil toplum örgütleri de destek verdi.

Çünkü…

Gerçekten de, o güne kadar devletten hiçbir şey görmemiş olan Kozağacı Vadisi köylüleri, yetiştirdikleri kirazlarla destan yazmışlardı.

O süreçte…

Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili olan Faruk Çelik öncülüğünde milletvekillerinin çabalarıyla kömürün çıkarılması ve termik santral iptal edildi.

Sonrasında her şey çok hızlı gelişti. Kozağacı iç Pazar ve ihracata yönelik üretimiyle artık ülkenin önemli kiraz merkezi bölgelerinden biri.

Üstelik…

Öylesine iddialı duruma geldiler ki, damla sulama yöntemiyle yetiştirdikleri kirazlarda ilaç kalıntısına rastlanmadı ve bu da onlara ayrı bir özellik kazandırdı.

Bu da…

Dünyanın önemli kiraz üreticilerinden Alara’nın buradaki tüm bahçelerden aldığı kirazların laboratuvar tahlilinde kanıtlandı.

Avrupa Birliği ülkeleri için bu çok önemli. Kozağacı köylüleri böylece organik tarım ile birlikte, Avrupa’nın kiraz üreticisi olma yolunda dev bir adım atmış oldular.

Toplumu kent yönetimine ortak etmenin yolu olan Kent Konseyi’ndeki yeni yapılanmanın analizi…

Günümüzün kent yönetiminde, kentte yaşayanların da yönetime ortak edilmeleri çok önemseniyor.

Bu da…

Kentlerde, belediyeler bünyesinde oluşturulan kent konseyleri ile gerçekleşiyor.

Bursa’ya baktığımızda, Kent Konseyi’nin yıldızının Erdem Saker döneminde parladığını anımsıyoruz.

Erdoğan Bilenser döneminin başlangıcında da önemsendiğini görüyoruz. Fakat Bilenser, sorgulandığı hissine kapılarak soğumuştu.

Hikmet Şahin döneminde ise Kent Konseyi hiç çalışamadı.

••••••••••

Günümüze gelince…

Geride kalan hafta içinde Kent Konseyi’nin önce başkanı ve yürütme kurulu seçildi, sonra da genel sekreteri atandı.

Bundan da, Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe’nin bu dönem çalıştıracağı anlaşılıyor.

Kaldı ki…

Kent Konseyi Başkanı seçilen Semih Pala’yı kimileri tartışsa bile, Bursa ile ilgili çok önemli bilgi birikimi var. Altepe işte buna önem veriyor.

Ayrıca…

Pala’nın enerjisini de doğru değerlendiriyor.

Yanı sıra…

Dr. Ceyhun İrgil, Cemil Tekin, Celil Çolak, Arif Çelenk, İbrahim Güney, Ümit Duran, Yasin Doğru, Şüayip Toprak ve Suat Gülçimen yürütme kuruluna seçildiler.

Bu noktada…

Pala’ya karşı yarışan Ulviye Özer’in aday gösterdiği Dr. Ceyhun İrgil’in en yüksek oyla seçilmesi, Büyükşehir Meclisi’nin CHP’li üyesine AK Parti’den de oy verildiğini gösteriyor ki.

Yönetimde ise…

İrgil gibi doktorluğunun yanı sıra önemli bir sivil toplum eylemcisi yanında teknik adam da var, edebiyatçı da; belediyeci de var, sivil toplum temsilcisi de.

Yani…

Dengeli bir yapı oluşmuş.

Dahası…

Yürütmeyi oluşturan kadronun ortak doğrulara sahip olduklarını görüyoruz.

••••••••••

Ancak…

Kent Konseyi Genel Sekreteri atamasının, AK Parti içindeki denge hesaplarına dayandığı izlenimi edindik.

Baştan söyleyelim:

Tahsin Bulut’un yeni süreçte Kent Konseyi Genel Sekreteri olmasını olumlu buluyoruz. Çünkü, bilgi birikimi ve kent yönetimi araştırmalarıyla özellikli bir kişi.

Ne var ki…

Hikmet Şahin döneminde Yerel Gündem 21 Genel Sekreteri olarak görev yaparken, Şahin’in DP’ye geçmesi nedeniyle istifa eden Bulut’a yeni dönemde bu görev verilmedi ve Rıfat Bakan atandı.

Ardından…

Sedat Yalçın ve Cafer Yıldız’ın sabaha karşı üçüncü adayda karar kılınmasıyla çekilmek zorunda kaldıkları AK Parti kongresinde il yönetimi listesi hazırlanırken Yalçın’ın ısrarla önerdiği iki isimden biri Tahsin Bulut’tu.

Önce Yerel Gündem 21’e atanmayan, sonra parti yönetimine alınmayan Tahsin Bulut’un şimdi Kent Konseyi Genel Sekreteri atanmasının bir sırrı olmalı.

Yoksa…

“Bu parti kendi yetişmiş çocuklarını yiyor, eskilere görev verilmeyip dışarıda bırakılıyor” anlamına gelecek uyarılar parti içi denge anlamında yerini mi buldu?

Yine de…

Bu siyasi soruyu kenara bırakıp, Pala ve Bulut’un yeni Kent Konseyi’ne bilgi ve birikimleriyle çok yararlı olacaklarına inanıyoruz.

Osmangazi Belediyesi Demirtaş’a soğuk mı?

Başlıktaki soru bize değil, 29 Mart yerel seçimelerine kadar Saadet Partisi Demirtaş Belde Başkanı olarak görev yapan, beldelerin kalatılmasından sonra SP İl Yönetim Kurulu’nda görevlendirilen, Demirtaş’ı çok seven ve heyecanıyla tanınan İbrahim Akman’a ait.

3 ay geçmesine karşın, Osmangazi Belediyesi’nin Demirtaş’a alışamadığına inanıyor. Nedenini de şöyle açıklıyor:

“Tam bir terkedilmiş kasaba görüntüsündeyiz. Bütün kurumlar kapatılrdı. Bütün araçlar merkeze alındı. Sorunlarımızı paylaşabileceğimiz belediyemiz yok, muhatap da yok.”

Şuna dikkat çekiyor:

“Eski belediye binamız Osmangazi Belediyesi’nin ek hizmet binası oldu. Fakat Demirtaş’tan hiç hoşlanmıyor olacaklar ki, talebada bir Demirtaş kelimesini çok görmüşler.”

Kapatılan başka belrdelernde tabelalar dururken Demirtaş tabelasınınkaldırılmasını içine sindiremeyen Akman, gördüğü sorunları da sıralıyor:

“Hem ana arterler, hem sokaklarda yollar çok bozuldu. Bazı yerlerde doğalgaz ve su kazıları yarım bırakıldı. Halı sahamız bozuldu, tesisin camları kırık.”

Şunun da altını çiziyor:

“20 bin nüfus ve sanayi bölgesi var ama itfaiyenin telefonları kesik. İnsanlar koşarak gelip ya da yandaki marangozu arayıp yangını haber veriyorlar.”

Bir de isteği var:

“Osmangazi Belediyespor’a devredilen halı sahamız Tütünspor’a verilmeliydi.”

Siyasetin paradoksu: Herkes arayışta

Yerel siyaset şu sıralar tam anlamıyla bir paradoks yaşıyor. Çünkü, yapılan açıklama ve konuşmalarla uygulamaya yönelik arayışlar tam bir çelişki oluşturuyor.

Örneğin…

Demokrat Parti’de herkes İl Başkanı ya da yönetimi değişikliğini gereksi buluyor. Fakat, bir yandan da herkes yeni başkan ve yönetim arayışında kendini yetkili görüp gözüne kestirdiğine öneri götürüyor.

Kulağımıza gelenlere bakılırsa Abdüllatif Şener liderliğindeki Türkiye Partisi’nin kuruluşunda da DP’liler gözde.

Gerçi, buradaki yapılanmasıyla ilgili olabilecekler, illerde araştırma yapan ekiplerin raporlarını henüz yazmadıklarını, o nedenle hiçbir adın gündeme gelmediğini ısrarla söylüyorlar.

Bir yandan da, “Biz güçlüyüz, istediğimzi yaptırırız, gel sen kabul et” diyerek öneri yapanları duyuyoruz.

Şimdi “tatil” zamanı

Aslında, haftanın 7 günü hiç aralıksız buluştuğumuz bu sütunların okurları her yıl temmuz ayı geldiğinde tatile çıkışımıza alışkınlar.

Yine bir temmuz ayı başındayız ve yine bizim için “tatil zamanı” geldi.

Bir ay kadar ayrı kalacağız… Dönüşte yeniden buluşmak dileğiyle…Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Olay Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. 29-06-2009

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*