Demokrasinin bayram günü…

Demokrasinin bayram günü… Bugün söz de sizin, karar da sizin  Demokrasiden güzel yönetim biçimi yok. Demokrasi işleyişinin temelini oluşturan siyasetin bayram günü ise seçimler. Bu demokrasi bayramında kararınızı verin, sandığa gidin ve sözünüzü söyleyin…

Demokrasiden daha güzel yönetim biçimi yok. Halkın kendi kendini yönetmesi, kendini yönetecekleri seçmesi, dolayısıyla da yönetimde söz sahibi olması, başka hiçbir rejimle karşılaştırılacak gibi değil.

O nedenle…

Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran ve bizlere kendimizi yönetme fırsatı tanıyan, Mustafa Kemal Atatürk’e öncelikle şükran borçluyuz.

Nitekim…

Bu güzel sistemin en önemli özelliği olan, söz ve kararı halka bırakan seçim günündeyiz.

Unutmayalım ki…

Demokrasinin işleyişinde siyaset çok önemli. Siyasetin en özel günü, bir değişik ifadeyle söylemek gerekirse, demokrasi kuralları içerisinde siyasetin bayram günü işte bugün.

Sandık başına gideceğiz ve önümüzdeki beş yıl kentimizi yönetecek belediye başkanlarını seçeceğiz.

Eğer…

Büyükşehir sınırları içinde yaşıyorsak, Büyükşehir Belediye Başkanı’nın ve İlçe Belediye Başkanı’nın kim olacağına karar vereceğiz.

Yine…

Belediyede karar mekanizması olan belediye meclisini oluşturacak üyeleri seçeceğiz. Kent kararları kimlerin alacağına oylarımızla karar vereceğiz.

Sonra…

Kent merkeziyle birlikte, kırsal olarak tanımladığımız alanlara hizmet götürecek İl Genel Meclisi’ni belirleyeceğiz.

Ayrıca…

Devletin ilk kademe temsilcisi, mahallemizdeki birinci seçilmiş olan muhtarımızın kim olacağını oylarımızla belirleyeceğiz.

Evet…

Bugün demokrasinin bayram günü. Söz de sizin, karar da sizin. Kararınızı verin, sandığa gidin, sözünüzü söyleyin.

Bursa’nın miting meydanları ve geçen 15 seçimin bilançosu

Gazeteciliğe 1977 Mayıs ayında başladık. Daha bıyıkları yeni terlemiş gencecik bir gazeteciyken ilk genel seçimimizi 1977 yılında geçirdik.

Üstelik…

Oy verme hakkına sahip olmadığımız bir seçimi gazeteci olarak izledik.

Geçen süreçte…

Gazeteci olarak Bursa’da 1977, 1983, 1987, 1991, 1995, 1999, 2002 ve en son 2007 olmak üzere toplam 8 genel seçim yaşadık.

Yanı sıra…

Yine gazeteci olarak ilk yerel seçimi 1978’de izledik. Bu seçimde de oy verme hakkına sahip değildik. Atatürk İlköğretim Kurulu’nda sabaha kadar sonuç takip ettik.

1978’den buyana ise 1984, 1989, 1994, 1999 ve 2004 yerel seçimlerine gazeteci olarak tanıklık ettik. Yani, geride 6 yerel seçim kaldı. Bugünkü yerel seçim, bizim gazeteci olarak izlediğimiz yedinci yerel seçim oluyor.

Toplamda ise onbeşinci seçimimize ulaşıyoruz.

Dile kolay…

İki ay sonra 32. yılımızı dolduracağımız gazetecilik yaşamımızda, bugünküyle birlikte onbeşinci seçime ulaşmış oluyoruz.

Bu kadar seçim içinde elbette çok özel anılar, çok özel tanıklıklar var.

Fakat…

Tüm bu süreci çok kısa şekilde özetlemek gerekirse, şu gözlemimizi ortaya koyabiliriz:

Eskiden…

Seçim kurullarında sabit kalemle yazılan listelerdeki oy rakamları kollu hesap makinaları ile toplanır, sağlama tutturulamazsa işlem defalarca tekrarlanırdı.

Dolayısıyla…

Sandıklar akşam beşte açılsa bile, ilk sonuçları alabilmek ertesi sabahı bulur, sonuç en erken iki günde belli olurdu.

Şimdi öyle değil…

Seçimde artık bilgisayar kullanılıyor. İşlemler tuş hızında yapılıyor ve oradan oraya liste taşımak yerine bir tuşa basılarak gideceği yere yollanıyor.

Nereden nereye geldik.

••••••••••

Değişen yalnızca seçimin şekli değil. Seçim öncelerinin karnaval tadındaki meydan mitingleri de çok değişti. Bu değişim, kentin gelişimi ve trafik gerçeğiyle doğru orantılıydı.

Örneğin…

Bizim küçüklüğümüzde, Bursa’nın yegane miting meydanı olarak Pınarbaşı Meydanı vardı. Tüm partiler burada miting yaparlardı.

Aynı zamanda, Ramazan ve Kurban bayramlarında bayram yeri olarak eğlencenin kurulduğu Pınarbaşı Meydanı’nın mitinglerde de kullanılması, aslında bayram çağrışımına ters düşmüyordu.

Çünkü…

Demokrasinin ve siyasetin bayramı seçimlerse, festivali de mitinglerdi.

Sonra…

Mitingler yer değiştirdi ve Zafer Meydanı’na geldi.

Sahi…

Bugün yok ama, eskiden Bursa’nın göbeğinde bir Zafer Meydanı vardı. Neresi miydi bu meydan?

Gözünüzün önüne Zafer Plaza’yı getirin. Alışveriş merkezinin sembolü cam piramidin olduğu yeri düşünün. 20 yıl öncesine kadar bu piramidin olduğu yerde sıra dükkanlar vardı.

Yine…

Bugün Zafer Plaza’nın uzantısı olan YKM’nin olduğu yerde ise Bursa İtfaiyesi konuşlanmıştı. O zamanlar Bursa daha küçük bir kent olduğu için, Yıldırım ve Işıklar’da da birimleri bulunan itfaiye bu noktadan her yere ulaşabilirdi.

İşte…

Zafer Plaza’nın cam piramidinin olduğu yerden Çatalfırın’a doğru uzanan sıra dükkanlar ile İtfaiye binası ve Tophane yamacı arasında küçük de olsa havuzu bile olan bir meydan vardı.

Pınarbaşı’ndan sonra Zafer Meydanı’nda da çocukluğumuzda miting yaşadık.

O mitinglerde…

Kürsü İtfaiye binası önüne kurulur, kalabalıkların bir bölümü Tophane yamaçlarına tırmanırken, asıl yoğunluk Çatalfırın’a doğru inerdi. Arazinin doğal eğimi nedeniyle, kimi yamaçtan kimi aşağıdan herkes kürsüyü rahatlıkla görürdü.

Derken…

Lise yıllarımızdan itibaren Heykel’de mitingler izledik. Cumhuriyet Alanı, hiç kuşku yok ki Bursa’nın hem merkezi, hem de en önemli alanıydı. Tüm belediye otobüsleri ve dolmuşlar mutlaka Heykel’den geçtikleri için, vatandaş en kolay buraya ulaşırdı.

Cumhuriyet Alanı’ndaki son meydan mitingini, 12 Eylül ihtilali sonrası, 1982 sonbaharında dönemin Milli Güvenlik Konseyi Başkanı olarak Cumhurbaşkanı Kenan Evren yaptı.

Mitinglerde kürsü, şimdilerde Halk Bankası olan binanın yerindeki Yusuf Restoran, ya da Devlet Tiyatrosu önüne kurulurdu.

Fakat…

Bursa hızla büyüyünce, Heykel’de trafik kesildiğinde tüm kentin ulaşımı kilitlenmeye başladığında burada miting yapmaktan vazgeçildi.

Yeni miting alanı, Stadyum Meydanı oldu.

Sigorta Bölge Müdürlüğü önüne kürsü kurulurken, kalabalıklar da Merinos yönüne doğru caddeyi doldururdu. Burada da arazinin doğal eğimi, kürsüyü her yerden görülür hale getiriyordu.

Ancak…

Stadyum Meydanı’ndaki mitinglerle birlikte bir de yenilik başladı: Seçim otobüsü.

Liderler, meydana kurulan platform yerine, yüksek ses donanımlı seçim otobüsünün üstüne çıkarak konuşmaya başladılar.

Burası da trafik sorunu nedeniyle kısa sürede cazip olmaktan çıkınca, Şehreküstü Meydanı gündeme geldi.

O aşamada…

Şehreküstü’de de yoğunlaşan trafiği etkilememek için, mitingler bir ara Gökdere Meydanı’na yönlendirildi. Ne var ki, kent trafiği rahatlamakla birlikte, kent yaşamında hissedilemediği için burada mitingin tadı alınamadı.

Bunun üzerine tekrar Şehreküstü’ye dönüldü.

Bu noktada…

İki ayrı Şehreküstü Meydanı olduğunu da unutmamak gerekiyor. İlk Şehreküstü’de, bugünkü Medical Park adlı hastanenin köşesinde Sulûkî Camii vardı. Meydan daha küçüktü. Erdem Saker döneminde cami biraz aşağıya taşındı ve meydan büyüdü.

O bakımdan…

1994’e kadarki mitinglerin meydanıyla bugünkü mitinglerin meydanı aynı değil.

Obama İskender Kebabı yiyecek mi?

5 Nisan’da Türkiye’nin önemli bir konuğu var: Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Barak Obama.

Ya da…

Bizlerin telaffuz edebildiği şekildeki adıyla Burak Hüseyin Obama konuğumuz olacak.

Bu gezi…

Amerika’nın ilk siyahî başkanı Obama’nın ilk yurt gezisi. Başkan seçildikten sonra ilk Türkiye’ye gelmesi komşumuz Yunanistan’da küçük bir kıskançlığa yol açtı ama, gezinin bölgemizdeki siyasi gelişmelerle çok yakın ilgisi olduğu ortada.

Nitekim…

Özel siyasi sonuçları olacak gezi öncesinde, Obama için hem Ankara’da, hem İstanbul’da hazırlıklar yapılıyor. Özellikle yemek konusunda bir takım projeler var.

İşte…

Bu projeler kapsamında Amerika’nın İstanbul Başkonsolosluğu tarafından alternatifli yemek listeleri hazırlanıyor. Bunlardan birinde Bursa’nın ünlü İskender Kebabı var.

Üstelik…

İlk hazırlıklar doğrultusunda, İskender Kebabı dünyaya tanıtma yolunda çok ciddi başarılara imza atan Yavuz İskenderoğlu’na teklif yapıldı.

“Obama için İstanbul’da döner keser misin?” teklifine İskenderoğlu’nun da “İstanbul’da olursa evet” cevabı verdiği kulağımıza geldi.

Son karar ne olur, Obama bizim İskender Kebabı’ndan yer mi şu anda belli değil ama, Yavuz İskenderoğlu’nun tüm girişimlerine karşın daha geçen yıl, Bursa’ya kadar gelen İngiltere Kraliçesi II. Elizabet’e kebap tattırmayı başaramadığı da aklımızda.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Olay Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. 29-03-2009

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*